Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Ailenin lideri sosyal medya oldu”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Ailenin lideri sosyal medya oldu”
Çocukları artık sosyal medya büyütüyor diyen Tarhan, sosyal medyanın nesnesi değil öznesi olunmalı uyarısında da bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 22.12.2023 11:40
Haber Güncellenme Tarihi: 22.12.2023 11:40
Kaynak:
Haber Merkezi
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kültür aktarımını aileler ve okuldan daha çok günümüzde sosyal medyanın yaptığını söyledi. Tarhan; “Sosyal medya bir teknolojidir. Biz X kuşağı için radyo kuşağı, Y kuşağı için televizyon kuşağı, Z kuşağı için ise sosyal medya kuşağı diyoruz. Kültür aktarımını daha önce aileler yapıyordu ama radyo, televizyon ve sosyal medyadan sonra artık aileler ve okuldan daha çok sosyal medya yapıyor. Böyle durumda insanı insan yapan birçok değer ve insanın hayatta hangi yönde gideceğini belirleyen değerler bu şekilde öğreniliyor. İnsanın iyi yönde mi kötü yönde mi gideceği ile ilgili insanın yol alabilmesi için trafikte nasıl yol işaretleri, trafik levhaları varsa insanın hayat yoluna giderken de etik kuralları ve değerleri var. Bunlar insanın hayatındaki yön levhaları gibidir. Hayat yolunda ilerlerken öğrenilen ilk değerler çocuğun gelişen ruhuna atılan tohumlardır. Bu tohumlar ilk önce anne babadan atılıyor. Tohumlar büyüyor, yeşeriyor, ağaç oluyor veya hiç yeşeremiyor. Tohumların yeşermesi için de çevre ve iyi bir iklim gerekiyor. Bu iklimi oluşturabilmek eğitim sisteminin meselesidir. Burada sosyal ilişkilerin, sosyal kültürün büyük bir rolü var, bütün bunlar görüp yaşarken öğreniliyor. Yani etik kurallar yahut da insanın hayatında sağlıklı olabilmesi, mutlu olabilmesi için öğreneceği değerler kitaptan öğrenilmiyor. Bunlar deneyimlenerek öğreniliyor. En ideal öğrenme metodu da yaşayarak öğrenme metodudur. Bu metot o kişinin hayatında yaşadığı olaylarıdır. Şok yaşantılar, travmalar buna örnek verilebilir.” dedi.
“Artık çocuğu en çok sosyal medya büyütüyor”
Konuşmasında ailenin günümüzde çocuğuna zaman ayırması gerektiğini vurgulayan Tarhan; “Ailenin lideri sosyal medya oldu. Çocuğu artık en çok sosyal medya büyütüyor. Çocuğa zaman ayırırsak, çocuğa iyiyi-kötüyü, doğruyu-yanlışı konuşabileceğiniz zamanı ayırdığınızda hiç korkmamak lazım. Çocuk evi seviyorsa, evde sıcak bir ortam varsa, evde konuşulabiliyorsa, evi sevimli çekici bir ortam yapalım, hayalleri ve kuralları olan bir ev kültürü yaşatalım. Hayalleriniz olsun, gelecek planlarınız olsun ama kurallarınız da olsun.” ifadelerini kullandı.
“Erken ergenlik döneminde çocuklar cinsel kimlik kaosu yaşar”
Özellikle erken ergenlik döneminde çocukların cinsel kimlik kaosu yaşayabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Erken ergenlik döneminde çocuklar cinsel kimlik kaosu yaşar. Cinsel kimlikle toplumsal cinsiyet olarak tanımlanan cinsiyet, toplumun o kişiye verdiği cinsel rol olarak anlaşılıyor. Toplum, cinsiyet rolü olarak o kişiye normalde biyolojik cinsiyet olarak kadın doğana toplumun öğrettiği rol kadınsı davranışlardı. Kadın cinsiyetine uygun pembe elbiseler giymek, etek giymek ve bu gibi annelik rolüne uygun davranışlar öğretiliyordu ama bazı çocuklar öyle olmuyor… Bazı kız çocukları kız gibi büyütülmeyip erkek gibi büyütülüyor. Çocuğun cinsel kimlik eğitiminin küçük yaşta yapılması gerekiyor. Mesela erkek çocuklar bazen teyzeleri, halaları, ablaları arasında büyüyor. O erkek çocuk kız hareketleri yaptığı zaman herkes seviniyor, neşelendiriyor, tül etek giydirip oynatabiliyorlar… O da kız gibi davranmayı öğreniyor ve bunu epigenetik olarak genetik polimorfizm oluyor, bu kalıtsal olarak geçmiyor ama kişinin bu tarzdaki eğitimi devam ederse orada kalıntı olarak geçerli oluyor. Genetik polimorfizm değişiyor çünkü; iş, yaşam, çevre ve kişinin zihinsel seçimleri ısrarla devam ederse vücut ona uygun genetik, ona uygun protein üretiyor.” şeklinde konuştu.
“Aileyi dağıtmak, nüfusu azaltmak ve tek ebeveynli aileleri artırmak hedef...”
Dünya nüfusunun aile planlamasının yeni formülü olarak görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “1960’larda aile planı Türkiye'de de yapıldı. Bütün köyler dolaşıldı, Türkiye’de Batı Anadolu’da etkili oldu. Doğu Anadolu’da etkili olmadı. Batı Anadolu’da şu anda nüfus her ailenin bir çocuğu oluyor. Nüfus iyice düştü, nüfusumuzu durdurdular. Bu çalışmalar aile planlaması çalışmalarının içerisinde. ‘Dünyada nüfus artarsa dünya yaşanamaz olur.’ diyorlar. Küresel zenginler, ‘Dünyayı yönetemez, hükmedemeyiz.’ diyorlar. Nüfus azaltma protokolü politikası olarak yeni toplumsal cinsiyet politikası var. Aslında cinsiyet yoktur, cinsiyeti neymiş, sen nasıl hissediyorsan öyle yaşa tarzında... Bunun tamamen bilimsel bir kaynağı yok. Sadece medyanın yaptığı bir akım küresel sermayenin yaptığı bir şey. Aileyi dağıtmak, nüfusu azaltmak ve tek ebeveynli aileleri artırmak için yapılan bir nüfus planlaması politikasıydı. Bunu da görmek lazım. Şu anda sosyal medyaya bakıldığı zaman ya da çeşitli televizyon kanallarında bilinçli kurallı propaganda var. Bu kasıtlı olarak yapılan bir şey. Yani bu konudaki toplumsal algıları değiştirmek isteyen, bu konuyu masumca ulaştırmaya çalışan bir ciddi bir şey bunları özendirici yaklaşımlar olarak görüyoruz.” dedi.
“Bütün dünyada özgürlük rüzgarları esiyor”
Günümüz dünyasında kapalı toplumun mümkün olamayacağını olsa bile uzun sürmeyeceğinin altını çizen Tarhan; “21. yüzyılın en önemli özelliklerinden birisi de bütün dünyada özgürlük rüzgarları esiyor. Artık dünyada kapalı toplum tarihe karıştı. Globalde, Türkiye gibi bir yerde coğrafya olarak, jeopolitik olarak, bu kadar kavşak bir yerde kendini kapalı toplum yapması mümkün değil, doğru da değil... O halde ne yapacağız? Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki bu zaman hem iyi hem de kötü...
Burada Aşık Veysel’in güzel bir sözü var; ‘Kurtla kuzu aynı dili konuşsaydı hiç kavga ederler miydi?’ diyor. Yani onun için kurt da kuzu da bir arada ama kurt da kuzuyu, iyi ve kötünün sınırlarını çizdiği zaman, aynı dili konuştuğunuz zaman, birbirlerine zarar veremezler. İstediğin kadar sosyal medya senin evine girip kötülük yapsın. Anne ve babaların burada yapacağı şey onaylamadığı şeyleri, uygun gördüğü-uygun görmediği şeyleri çocuklara söylemek. Eğer anne ve baba akıllı telefonlara girer, rastgele lüzumlu lüzumsuz her şeyi söylerse, sosyal medyanın nesnesi olmuş olurlar. İbn-i Haldun’un bir sözü var, ‘Çocuk nasıl yetiştirilir?’ diye sormuşlar İbn-i Haldun ise ‘Çocuğu eğitmek için özel bir formüle lüzum yok, siz nasılsanız çocuğunuz öyle olur.’ diyor. Onun için anne ve baba eğer iyi bir aile ortamı, sıcak bir ortam sergiliyorsa burada çocukla yeterli zaman geçirebilmesi çok önemli. Ailede rol paylaşımı da çok önemli. İyi anne, iyi baba, iyi eş olabilmek… Bu rollerin hepsini olduğu gibi yaşamak gerekiyor. İyi bir fabrika kurabilirsin, iyi bir müdür, müdüre olabilirsiniz ama iyi bir baba veya anne olabilir mi? Baba olmanız için de anne olmanız için de özel bir çaba göstermeniz gerekiyor. Bunun için annelik ve babalık değerleri var.” dedi.
“Şu anda insanların kutsalları dünyadaki çıkarları oldu”
Paraya verilen önem kadar çocuğa da önem verilmesi gerektiğinden bahseden Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Bu zaman dehşetli bir zaman... İki kavram bu zamanda kutsallaştı: Biri dünyacılık kavramı, ikincisi bencillik kavramı. Şu anda insanların kutsalları dünyadaki çıkarları oldu. Şöhret, para, makam gibi böyle sosyal medyada çokça bulunan, pazarlanan şeyler… Zevk kutsallaştı, hedonizm oldu. Zevki insanlar ego idaresi olarak, ‘hoşuma giden iyidir, hoşuma gitmeyen kötüdür’ diye kullandı. Böyle olursa çocuk bir şey hoşuna gitmediği zaman anne babasıyla da kavga eder, hoşuna gitmediği zaman ders de çalışmaz. Hâlbuki insanın bir hedefe ulaşması için bazen hoşuna gitmediği şeyleri de yapması gerekiyor. Onun için çocuğu eğitirken yaşam amaçlarını da öğretmek lazım. Hayatın anlamını, amaçlarını da öğretmek lazım. Çocuğa öğretmemiz gereken şey birincisi tedbirlik, ikincisi evin şefkatli sıcak bir ortam olması, üçüncüsü çocuğa hayatın anlam ve amaçlarını öğretmek. Bunu anne baba kendisi de yapacak, çocuğuna da öğretecek. İnsan beyni kendi kendini programlayan bir organ. Beynimize nasıl bir insan olmayı programladıysak, yalan söylememeyi, iyi insan olmayı, dürüst olmayı programladıysak, bir yalancı geldiğinde otomatik olarak farkında olmadan ona hayır deriz ama biz beynimize çıkarcı olmayı programladıysak, çıkarımızla erdemli olmakla çıkarcı olmak arasında bir tercih geldiği zaman çıkarcı olmayı seçeriz. Halbuki güzel bir söz var; ‘Erdemli olmak mı karlıdır, çıkarcı olmak mı karlıdır?’ Bunu sorduğum zaman kapitalist düşünenler hemen, ‘Çıkarcı olmak karlıdır.’ diyor. Hayır. Çıkarcı olmak kısa vadede karlı gözükür ama orta uzun vadede erdemli olmak karlıdır. Tarihte bunun örnekleri hep çoktur. İlkeli yaşayanlar sürdürülebilir başarı elde ederler. Kısa vadeli değil sürdürülebilir başarı, sürdürülebilir mutluluk istiyorsanız toplam mutluluğu hedeflemek için muhakkak hayatta onurunla yaşamayı, hayatta değer yargılarının olmasını ve başın dik dolaşmayı kabul etmek gerekir. Emin olun onun verdiği iç huzur insana yeter. Bu nedenle çocuklarımıza hayatta iyi insan olmak gibi ego ideali öğretmemiz lazım ve çocukların zihnini böyle programlarsak çocuklar sosyal medyaya girdikleri zaman yanlış bir şey gördüğü zaman içindeki bir his yapma der ve onlara engel olur.” ifadelerini kullandı.
“Güvenli ilişkinin verdiği huzur hiçbir şeyde yoktur”
Daha önce aileye sevgi yuvası dendiğini ama şimdi güven yuvası denildiğine değinen Tarhan; “Güvenli ilişkinin verdiği huzur hiçbir şeyde yoktur. Biz aileye daha önce sevgi yuvası diyorduk ama şimdi güven yuvası diyoruz. Çünkü sevgi doğru bir sevgiyse sevgi artı dürüstlük eşittir güven oluşuyor. Dürüstlükle birleşmezse sevginin hiç faydası olmuyor. Onun için sevgi ve dürüstlüğün birleşiminden güven oluşur. Güven oluştuğu zaman sevgi artıyor, korku azalıyor. Bu yüzden hayatın anlamını ve amaçlarını çocuklarımıza öğretelim. Hayatta başarı yolunda gitmek, eller cepte çiçekli yollardan gidilmiyor. Başarı tepelerine taş yollardan çıkılıyor, fırtınalı, yağmurlu günlerden geçiliyor o zaman varıyorsun. Dağlardaki ulu çınarlara bakın, hep fırtınalara dayanabilmiş çınarlardır. Fırtınaya dayanamayan ulu çınar olamıyor. Hayatta da öyle başarılı bir insan olmak istiyorsanız hedefiniz olacak, onun için yol haritanız olacak, o yol haritasına uygun adımlar atacaksınız.” dedi.
“Sosyal medyanın nesnesi değil öznesi olsunlar”
Sosyal medyanın tarafsız olduğunu ve amaca yönelik kullanılması gerektiğini hatırlatan Tarhan; “Anne ve babalar çocuğu için sosyal medyadan korkmasınlar. Sosyal medyanın nesnesi değil öznesi olsunlar. Sosyal medyayı amaçlarına yönelik kullansınlar çünkü sosyal medya bir teknolojidir. Bizatihi tarafsızdır. Amacına yönelik kullanırsan, sosyal medya seni vahşi bir at gibi hedefine götürür. Sosyal medya vahşi bir at gibidir. Eğer onu iyi eğitirsen seni hedefine götürür, yanlış eğitirsen senin zamanını çarçur eder. Vakit nakit değildir, vakit nakitten de kıymetlidir. Nakit kaybolursa geri gelebilir, ama vakit geri gelmiyor. İnsanoğluna yaratan tarafından verilmiş ömür sermayesi var. Mevlâna diyor ya; ‘Bu dünyada yaşamıyorsun, bu dünyadan geçiyorsun.’ diye bize bir ömür sermayesi verilmiş bu sermayede ne kazanacağız, heybemize ne dolduracağız? İyi, doğru ve güzel şeyleri doldurursak, hayattan sonra da hesap verilebilir bir hayat yaşamışsak, ölümden sonrasında da güzel bir hayatımız olur.” şeklinde konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Ailenin lideri sosyal medya oldu”
Çocukları artık sosyal medya büyütüyor diyen Tarhan, sosyal medyanın nesnesi değil öznesi olunmalı uyarısında da bulundu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kültür aktarımını aileler ve okuldan daha çok günümüzde sosyal medyanın yaptığını söyledi. Tarhan; “Sosyal medya bir teknolojidir. Biz X kuşağı için radyo kuşağı, Y kuşağı için televizyon kuşağı, Z kuşağı için ise sosyal medya kuşağı diyoruz. Kültür aktarımını daha önce aileler yapıyordu ama radyo, televizyon ve sosyal medyadan sonra artık aileler ve okuldan daha çok sosyal medya yapıyor. Böyle durumda insanı insan yapan birçok değer ve insanın hayatta hangi yönde gideceğini belirleyen değerler bu şekilde öğreniliyor. İnsanın iyi yönde mi kötü yönde mi gideceği ile ilgili insanın yol alabilmesi için trafikte nasıl yol işaretleri, trafik levhaları varsa insanın hayat yoluna giderken de etik kuralları ve değerleri var. Bunlar insanın hayatındaki yön levhaları gibidir. Hayat yolunda ilerlerken öğrenilen ilk değerler çocuğun gelişen ruhuna atılan tohumlardır. Bu tohumlar ilk önce anne babadan atılıyor. Tohumlar büyüyor, yeşeriyor, ağaç oluyor veya hiç yeşeremiyor. Tohumların yeşermesi için de çevre ve iyi bir iklim gerekiyor. Bu iklimi oluşturabilmek eğitim sisteminin meselesidir. Burada sosyal ilişkilerin, sosyal kültürün büyük bir rolü var, bütün bunlar görüp yaşarken öğreniliyor. Yani etik kurallar yahut da insanın hayatında sağlıklı olabilmesi, mutlu olabilmesi için öğreneceği değerler kitaptan öğrenilmiyor. Bunlar deneyimlenerek öğreniliyor. En ideal öğrenme metodu da yaşayarak öğrenme metodudur. Bu metot o kişinin hayatında yaşadığı olaylarıdır. Şok yaşantılar, travmalar buna örnek verilebilir.” dedi.
“Artık çocuğu en çok sosyal medya büyütüyor”
Konuşmasında ailenin günümüzde çocuğuna zaman ayırması gerektiğini vurgulayan Tarhan; “Ailenin lideri sosyal medya oldu. Çocuğu artık en çok sosyal medya büyütüyor. Çocuğa zaman ayırırsak, çocuğa iyiyi-kötüyü, doğruyu-yanlışı konuşabileceğiniz zamanı ayırdığınızda hiç korkmamak lazım. Çocuk evi seviyorsa, evde sıcak bir ortam varsa, evde konuşulabiliyorsa, evi sevimli çekici bir ortam yapalım, hayalleri ve kuralları olan bir ev kültürü yaşatalım. Hayalleriniz olsun, gelecek planlarınız olsun ama kurallarınız da olsun.” ifadelerini kullandı.
“Erken ergenlik döneminde çocuklar cinsel kimlik kaosu yaşar”
Özellikle erken ergenlik döneminde çocukların cinsel kimlik kaosu yaşayabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Erken ergenlik döneminde çocuklar cinsel kimlik kaosu yaşar. Cinsel kimlikle toplumsal cinsiyet olarak tanımlanan cinsiyet, toplumun o kişiye verdiği cinsel rol olarak anlaşılıyor. Toplum, cinsiyet rolü olarak o kişiye normalde biyolojik cinsiyet olarak kadın doğana toplumun öğrettiği rol kadınsı davranışlardı. Kadın cinsiyetine uygun pembe elbiseler giymek, etek giymek ve bu gibi annelik rolüne uygun davranışlar öğretiliyordu ama bazı çocuklar öyle olmuyor… Bazı kız çocukları kız gibi büyütülmeyip erkek gibi büyütülüyor. Çocuğun cinsel kimlik eğitiminin küçük yaşta yapılması gerekiyor. Mesela erkek çocuklar bazen teyzeleri, halaları, ablaları arasında büyüyor. O erkek çocuk kız hareketleri yaptığı zaman herkes seviniyor, neşelendiriyor, tül etek giydirip oynatabiliyorlar… O da kız gibi davranmayı öğreniyor ve bunu epigenetik olarak genetik polimorfizm oluyor, bu kalıtsal olarak geçmiyor ama kişinin bu tarzdaki eğitimi devam ederse orada kalıntı olarak geçerli oluyor. Genetik polimorfizm değişiyor çünkü; iş, yaşam, çevre ve kişinin zihinsel seçimleri ısrarla devam ederse vücut ona uygun genetik, ona uygun protein üretiyor.” şeklinde konuştu.
“Aileyi dağıtmak, nüfusu azaltmak ve tek ebeveynli aileleri artırmak hedef...”
Dünya nüfusunun aile planlamasının yeni formülü olarak görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “1960’larda aile planı Türkiye'de de yapıldı. Bütün köyler dolaşıldı, Türkiye’de Batı Anadolu’da etkili oldu. Doğu Anadolu’da etkili olmadı. Batı Anadolu’da şu anda nüfus her ailenin bir çocuğu oluyor. Nüfus iyice düştü, nüfusumuzu durdurdular. Bu çalışmalar aile planlaması çalışmalarının içerisinde. ‘Dünyada nüfus artarsa dünya yaşanamaz olur.’ diyorlar. Küresel zenginler, ‘Dünyayı yönetemez, hükmedemeyiz.’ diyorlar. Nüfus azaltma protokolü politikası olarak yeni toplumsal cinsiyet politikası var. Aslında cinsiyet yoktur, cinsiyeti neymiş, sen nasıl hissediyorsan öyle yaşa tarzında... Bunun tamamen bilimsel bir kaynağı yok. Sadece medyanın yaptığı bir akım küresel sermayenin yaptığı bir şey. Aileyi dağıtmak, nüfusu azaltmak ve tek ebeveynli aileleri artırmak için yapılan bir nüfus planlaması politikasıydı. Bunu da görmek lazım. Şu anda sosyal medyaya bakıldığı zaman ya da çeşitli televizyon kanallarında bilinçli kurallı propaganda var. Bu kasıtlı olarak yapılan bir şey. Yani bu konudaki toplumsal algıları değiştirmek isteyen, bu konuyu masumca ulaştırmaya çalışan bir ciddi bir şey bunları özendirici yaklaşımlar olarak görüyoruz.” dedi.
“Bütün dünyada özgürlük rüzgarları esiyor”
Günümüz dünyasında kapalı toplumun mümkün olamayacağını olsa bile uzun sürmeyeceğinin altını çizen Tarhan; “21. yüzyılın en önemli özelliklerinden birisi de bütün dünyada özgürlük rüzgarları esiyor. Artık dünyada kapalı toplum tarihe karıştı. Globalde, Türkiye gibi bir yerde coğrafya olarak, jeopolitik olarak, bu kadar kavşak bir yerde kendini kapalı toplum yapması mümkün değil, doğru da değil... O halde ne yapacağız? Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki bu zaman hem iyi hem de kötü...
Burada Aşık Veysel’in güzel bir sözü var; ‘Kurtla kuzu aynı dili konuşsaydı hiç kavga ederler miydi?’ diyor. Yani onun için kurt da kuzu da bir arada ama kurt da kuzuyu, iyi ve kötünün sınırlarını çizdiği zaman, aynı dili konuştuğunuz zaman, birbirlerine zarar veremezler. İstediğin kadar sosyal medya senin evine girip kötülük yapsın. Anne ve babaların burada yapacağı şey onaylamadığı şeyleri, uygun gördüğü-uygun görmediği şeyleri çocuklara söylemek. Eğer anne ve baba akıllı telefonlara girer, rastgele lüzumlu lüzumsuz her şeyi söylerse, sosyal medyanın nesnesi olmuş olurlar. İbn-i Haldun’un bir sözü var, ‘Çocuk nasıl yetiştirilir?’ diye sormuşlar İbn-i Haldun ise ‘Çocuğu eğitmek için özel bir formüle lüzum yok, siz nasılsanız çocuğunuz öyle olur.’ diyor. Onun için anne ve baba eğer iyi bir aile ortamı, sıcak bir ortam sergiliyorsa burada çocukla yeterli zaman geçirebilmesi çok önemli. Ailede rol paylaşımı da çok önemli. İyi anne, iyi baba, iyi eş olabilmek… Bu rollerin hepsini olduğu gibi yaşamak gerekiyor. İyi bir fabrika kurabilirsin, iyi bir müdür, müdüre olabilirsiniz ama iyi bir baba veya anne olabilir mi? Baba olmanız için de anne olmanız için de özel bir çaba göstermeniz gerekiyor. Bunun için annelik ve babalık değerleri var.” dedi.
“Şu anda insanların kutsalları dünyadaki çıkarları oldu”
Paraya verilen önem kadar çocuğa da önem verilmesi gerektiğinden bahseden Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Bu zaman dehşetli bir zaman... İki kavram bu zamanda kutsallaştı: Biri dünyacılık kavramı, ikincisi bencillik kavramı. Şu anda insanların kutsalları dünyadaki çıkarları oldu. Şöhret, para, makam gibi böyle sosyal medyada çokça bulunan, pazarlanan şeyler… Zevk kutsallaştı, hedonizm oldu. Zevki insanlar ego idaresi olarak, ‘hoşuma giden iyidir, hoşuma gitmeyen kötüdür’ diye kullandı. Böyle olursa çocuk bir şey hoşuna gitmediği zaman anne babasıyla da kavga eder, hoşuna gitmediği zaman ders de çalışmaz. Hâlbuki insanın bir hedefe ulaşması için bazen hoşuna gitmediği şeyleri de yapması gerekiyor. Onun için çocuğu eğitirken yaşam amaçlarını da öğretmek lazım. Hayatın anlamını, amaçlarını da öğretmek lazım. Çocuğa öğretmemiz gereken şey birincisi tedbirlik, ikincisi evin şefkatli sıcak bir ortam olması, üçüncüsü çocuğa hayatın anlam ve amaçlarını öğretmek. Bunu anne baba kendisi de yapacak, çocuğuna da öğretecek. İnsan beyni kendi kendini programlayan bir organ. Beynimize nasıl bir insan olmayı programladıysak, yalan söylememeyi, iyi insan olmayı, dürüst olmayı programladıysak, bir yalancı geldiğinde otomatik olarak farkında olmadan ona hayır deriz ama biz beynimize çıkarcı olmayı programladıysak, çıkarımızla erdemli olmakla çıkarcı olmak arasında bir tercih geldiği zaman çıkarcı olmayı seçeriz. Halbuki güzel bir söz var; ‘Erdemli olmak mı karlıdır, çıkarcı olmak mı karlıdır?’ Bunu sorduğum zaman kapitalist düşünenler hemen, ‘Çıkarcı olmak karlıdır.’ diyor. Hayır. Çıkarcı olmak kısa vadede karlı gözükür ama orta uzun vadede erdemli olmak karlıdır. Tarihte bunun örnekleri hep çoktur. İlkeli yaşayanlar sürdürülebilir başarı elde ederler. Kısa vadeli değil sürdürülebilir başarı, sürdürülebilir mutluluk istiyorsanız toplam mutluluğu hedeflemek için muhakkak hayatta onurunla yaşamayı, hayatta değer yargılarının olmasını ve başın dik dolaşmayı kabul etmek gerekir. Emin olun onun verdiği iç huzur insana yeter. Bu nedenle çocuklarımıza hayatta iyi insan olmak gibi ego ideali öğretmemiz lazım ve çocukların zihnini böyle programlarsak çocuklar sosyal medyaya girdikleri zaman yanlış bir şey gördüğü zaman içindeki bir his yapma der ve onlara engel olur.” ifadelerini kullandı.
“Güvenli ilişkinin verdiği huzur hiçbir şeyde yoktur”
Daha önce aileye sevgi yuvası dendiğini ama şimdi güven yuvası denildiğine değinen Tarhan; “Güvenli ilişkinin verdiği huzur hiçbir şeyde yoktur. Biz aileye daha önce sevgi yuvası diyorduk ama şimdi güven yuvası diyoruz. Çünkü sevgi doğru bir sevgiyse sevgi artı dürüstlük eşittir güven oluşuyor. Dürüstlükle birleşmezse sevginin hiç faydası olmuyor. Onun için sevgi ve dürüstlüğün birleşiminden güven oluşur. Güven oluştuğu zaman sevgi artıyor, korku azalıyor. Bu yüzden hayatın anlamını ve amaçlarını çocuklarımıza öğretelim. Hayatta başarı yolunda gitmek, eller cepte çiçekli yollardan gidilmiyor. Başarı tepelerine taş yollardan çıkılıyor, fırtınalı, yağmurlu günlerden geçiliyor o zaman varıyorsun. Dağlardaki ulu çınarlara bakın, hep fırtınalara dayanabilmiş çınarlardır. Fırtınaya dayanamayan ulu çınar olamıyor. Hayatta da öyle başarılı bir insan olmak istiyorsanız hedefiniz olacak, onun için yol haritanız olacak, o yol haritasına uygun adımlar atacaksınız.” dedi.
“Sosyal medyanın nesnesi değil öznesi olsunlar”
Sosyal medyanın tarafsız olduğunu ve amaca yönelik kullanılması gerektiğini hatırlatan Tarhan; “Anne ve babalar çocuğu için sosyal medyadan korkmasınlar. Sosyal medyanın nesnesi değil öznesi olsunlar. Sosyal medyayı amaçlarına yönelik kullansınlar çünkü sosyal medya bir teknolojidir. Bizatihi tarafsızdır. Amacına yönelik kullanırsan, sosyal medya seni vahşi bir at gibi hedefine götürür. Sosyal medya vahşi bir at gibidir. Eğer onu iyi eğitirsen seni hedefine götürür, yanlış eğitirsen senin zamanını çarçur eder. Vakit nakit değildir, vakit nakitten de kıymetlidir. Nakit kaybolursa geri gelebilir, ama vakit geri gelmiyor. İnsanoğluna yaratan tarafından verilmiş ömür sermayesi var. Mevlâna diyor ya; ‘Bu dünyada yaşamıyorsun, bu dünyadan geçiyorsun.’ diye bize bir ömür sermayesi verilmiş bu sermayede ne kazanacağız, heybemize ne dolduracağız? İyi, doğru ve güzel şeyleri doldurursak, hayattan sonra da hesap verilebilir bir hayat yaşamışsak, ölümden sonrasında da güzel bir hayatımız olur.” şeklinde konuştu.
“Bolluk içinde olgunlaşmak çok zor”
---
Kaynak: nevzattarhan.com
Haftanın popüler haberleri
Mobil Telekomünikasyon Operatörler Derneği Başkanı Ali Taha Koç oldu
Mobil Telekomünikasyon Operatörler Derneği m-TOD’un yeni Yönetim Kurulu Başkanı, Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç oldu.
İTÜ ARI Teknokent Big Bang Startup Challenge'de 50 girişim sahne aldı
TOP 50 girişim 7 farklı sektörel dikeydeki sunumlarını gerçekleştirdi.
Turkcell’in yeni reklam kampanyasının yüzü Ata Demirer oldu
Turkcell’in yeni reklam kampanyasının yüzü, sevilen sanatçı Ata Demirer oldu.
Mimar ve tasarımcı dDf kurucusu Arhan Kayar vefat etti
Dream Design Factory (dDf) kurucu ortaklarından, mimarlık ve tasarım dünyasının önde gelen isimlerinden Arhan Kayar, 64 yaşında yaşamını yitirdi.
Smarties Awards'te en iyi pazarlama projeleri ödüllendirildi
MMA Türkiye tarafından düzenlenen SMARTIES AWARDS ve MEA ’24 ödülleri, 16 Aralık’ta Swissotel The Bosphorus’ta görkemli bir törenle sahiplerini buldu.
Palandöken “Kendi ürettiğini tüketen bir toplum mümkün”
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Güçlü bir ekonominin temellerinin yerli üretim ve tüketimle atılacağını belirtti.
TOBB, kurulan şirket sayısının azaldığını duyurdu
Kurulan șirket sayısında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3 azalıș oldu.
Hollanda'dan yapay zeka ve biyoteknoloji atağı
Hollanda, yapay zeka ve biyoteknolojiyi yatırım tarama yasasına dahil etmeyi planlıyor.
ACEA verilerine göre Avrupa'da araç satışları düştü
Kasım ayında Avrupa’da araç satışları düştü.
Türkiye-Çin fikri mülkiyet iş birliği gelişiyor
Çin Ulusal Fikri Mülkiyet İdaresi (CNIPA) yetkilileri Türkpatent'i ziyaret ederek ikili mutabakatlarda bulundu.
Aselsan, Asya-Pasifik'te alıcıyla satış sözleşmesi imzaladı
ASELSAN, Asya-Pasifik bölgesinde yer alan müşterileri ile 11,4 Milyon ABD Doları olan satış sözleşmeleri imzaladığını duyurdu.
Vestel'in tüm birimleri yeniden yapılandırıldı
Vestel'in üst yönetiminde 1 Ocak'tan itibaren yeni görevlendirmeler olacağını duyurdu.
Pegasus yeni uçak siparişleri verdi
Pegasus, yeni uçak siparişleri verdiğini duyurdu.
Garanti Bankası alacaklarını varlık yönetim şirketlerine sattı
Garanti Bankası bazı alacaklarını Gelecek Varlık, Ortak Varlık, Birikim Varlık, Dünya Varlık, Sümer Varlık Yönetim şirketlerine sattı.
Big Chefs, Avolta Grubuyla görüşmelere başladı
Big Chefs ve Avolta şirketi havalimanlarında restoran açılması konusunda görüşmelere başladı.
Tofaş, K0 modeli yatırım finansmanı için kredi sözleşmesi imzaladı
K0 Model Ticari Araç Yatırımının Finansmanı İçin Kredi Sözleşmesi imzaladı.
Hitit, Drukair’in yeni IT sağlayıcısı oldu
Dijital dönüşümde sınır tanımayan Hitit, Drukair’in yeni IT sağlayıcısı oldu. Hitit, Butan Krallığı’nın ulusal havayolu şirketi Drukair ile anlaşma imzaladı.
Terra Pizza, Downtown AVM’de hizmet vermeye başladı
Terra Pizza Bursa’daki yeni restoranını Downtown AVM’de açtı.
IFCO fuarı 5 Şubat 2025'te İFM'de başlıyor
IFCO İstanbul Fashion Connection fuarı 5-8 Şubat 2025 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezinde düzenlenecek.
Gökmen Çetiner: Unique Partner, Tax Free ve Vat Off hizmetleri veriyor
Unique Partner, havalimanlarında Tax Free ve Vat Off hizmetleri veriyor.
Asgari ücret üçüncü toplantıda da belirlenmedi
2025 yılında geçerli olacak asgari ücret rakamının haftaya belirlenmesi bekleniyor.
Aldatıcı reklam ve uygulamalara 277,6 milyon lira ceza
Reklam Kurulu, 2024 yılında bugüne kadar 1705 adet aldatıcı reklam ve haksız ticari uygulamaya toplam 277,6 milyon tl idari para cezası uyguladı.
THY, Amerika Santiago'ya ilk uçuşunu gerçekleştirdi
Türk Hava Yolları, Amerika kıtasındaki 26. destinasyonu olan Santiago'ya ilk uçuşunu gerçekleştirdi ve uçuş ağını 349 noktaya ulaştırdı.
MİT, terörist Yayla Kızılkaya'yı öldürdü
MİT, PKK/PAJK'ın sözde sorumlusu "Nesrin Amed" kod adlı Yayla Kızılkaya'yı Suriye'nin Kamışlı bölgesinde düzenlediği operasyonla etkisiz hale getirdi.
Reklam sektörünün duayenlerinden Ersin Salman vefat etti
Türk reklamcılık sektörünün duayenlerinden ve Reklamcılar Derneğinin kurucu üyelerinden Ersin Salman vefat etti.
Bursa Model Fabrika'da eğitimler devam ediyor
Enerji yöneticileri Bursa Model Fabrika’da (BMF) Yalın ve Dijital Dönüşüm eğitimi aldı.
Elite Naturel ürünleri Japon Costco marketlerde satışa çıktı
Elite Naturel Organik Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. ürünleri, Japonyada faaliyet gösteren Costco Wholesale marketlerinde satışa çıktı.
Tapdi ile Tınaztepe şirketleri birleşti
Tapdi Oksijen Özel Sağlık ve Eğitim Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş. ile Tınaztepe Özel Sağlık Hizmetleri A.Ş. birleşti.
Servais: Finans sektörünün zorlukların üstesinden gelebilme kapasitesi var
IOSCO Başkanı Jean-Paul Servais, "Türkiye'de finans sektörünün zorlukların üstesinden gelebilme kapasitesi var" dedi.
Otomotiv lastiği üretim ve dağıtımı yapan şirketlere soruşturma
Otomotiv sektöründe lastik üretimi ve dağıtımı alanında faaliyet gösteren teşebbüsler hakkında soruşturma açıldı.
BUGÜN: Üçüncü Asgari Ücret Tespit Toplantısı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan, Asgari ücreti önümüzdeki hafta içinde neticelendirmeyi düşünüyoruz demişti. Bugün sonuçlanması bekleniyor.
Bankalar Galataport'a çöküyor mu?
Yapılan sözleşme yenilemelerinde en önemli madde olarak "payların yüzde 49'u kredi veren bankalarca garame oranlarına göre devralınacaktır." yer alıyor.
TMSF, HES ve Erciyes Çelik şirketlerinin paylarını ihaleye çıkarıyor
TMSF, Hes Hacılar Elektrik ve Erciyes Çelik Halat Paylarının Satış İlanını yayınladı.
Türkiye, PLMA's fuarında yeni iş bağlantıları kurdu
AHBİB Başkanı Veysel Memiş: PLMA's fuarı'nda ABD, BAE, Kanada ve Meksika firmaları ile yeni bağlantılar kurduk.
Private label ürünlerin piyasa payı birim satışların yüzde 25'ine ulaştı
AKMİB, 33 firmayı ABD'nin özel etiket pazarına taşıdı.
CLPA'dan Endüstriyel haberleşme ile akıllı fabrikalara geçiş sistemi
CLPA’nın (CC-Link Partner Association) geliştirdiği CC-Link IE TSN teknolojisi, dönüşümün anahtarı olarak BT ve OT sistemlerini bir araya getiriyor.
Çağdaş Cam, Borsa İstanbul'da işlem görmeye başladı
Borsa İstanbul’da gong Çağdaş Cam Sanayi ve Ticaret A.Ş için çaldı.
Ayşe Tolga'nın “Benim Bütün Hayallerim Gerçek Olur”dan 10. baskı başarısı
Ayşe Tolga'dan İlham Veren Bir Rehber: “Benim Bütün Hayallerim Gerçek Olur” kitabı 10. baskısını yaptı.
TSPB sertifika programı 7 Ocak'ta başlıyor
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliğinin yeni planladığı sertifika programı 7 Ocak'ta başlıyor.
Doğanlar Mobilya Grubu’nun İlk Sürdürülebilirlik Raporu yayımlandı
Doğanlar Mobilya Grubu, ilk sürdürülebilirlik raporunu yayımladı.