Prof. Dr. Tarhan: Stresten korkmayın, stresi yönetememekten korkun
Prof. Dr. Tarhan: Stresten korkmayın, stresi yönetememekten korkun
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Modernizmin bedelini, psikiyatrik vakaların artışıyla ödeyeceğiz.”
Haber Giriş Tarihi: 27.12.2024 22:38
Haber Güncellenme Tarihi: 27.12.2024 22:47
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.dijitalhaber.com.tr
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Türk-Alman Üniversitesi Fikir ve Medeniyet Kulübünün düzenlediği söyleşiye katıldı. “Toplumda Ahlaki Yozlaşma ve Ailenin Korunması” başlığında öğrencilerle buluşan Tarhan, toplumdaki değişimlerin ve bu değişimlerin aile üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Modernizmin haz odaklı yaşam felsefesini ego ideali haline getirdiğinin altını çizen Tarhan, bunun bedelini psikolojik vakalardaki artışın ödeyeceğini sözlerine ekledi.
Konferans, Türk-Alman Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Konferans salonunda düzenlendi. Programa akademisyen ve öğrencilerin ilgisi yoğun oldu.
“Bencilliğin, çıkarcılığın önü açıldı…”
Kuralsızlığın bencilliğin önünü açtığını söyleyen Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Bencilliğin, çıkarcılığın önü açıldı. Biz de ABD’nin neoliberal politikalarını ele aldık. Bu politikalarda tamamen kuralsızlık ve sınırsızlık var. Yasal çöküntünün arkasında da zaten anomi var. Norm yok. Üç türlü norm vardır. Birincisi hukuki normlar, kanunların belirlediği. İkinci normlar, toplumun belirlediği sosyal normlardır. Gelenek, göreneklerimiz gibi. Bu normlar sosyal düzenleme yapar. Üçüncü normlar ise vicdani normlardır. Kötülük yapmamak, yalan söylememek, dürüst olmak gibi. Bunu da vicdan korur. Vicdan sonradan öğreniliyor. Vicdan ancak Allah’a karşı hesap verme duygusu olan insanlarda ortaya çıkar.” ifadelerini kullandı.
“Modernizm, yaşam biçimini değiştirdi”
Modernizmin insan üzerindeki etkilerine değinen Tarhan; “Modernizm haz odaklı yaşam felsefesini ego ideali seçti. Aristoteles’in yaptığı bir mutluluk tanımı vardır. Mutluluğu ikiye ayırıyor. Birincisi hedomanik mutluluk, ikincisi ödemanik mutluluk. Hedomanik mutluluk haz peşinde koşmanın mutluluğu. Bunların nörobilimde karşılığı var. Dopamin mutluluğu diye geçiyor. Bitince yenisini istiyor. İkinci mutluluk da anlam mutluluğu. Kişi bir anlamın peşinde koşuyor. Bir fikri bir ideali var. Bir anlamın peşinden koştuğu zaman beyinde serotonin salgılanıyor. Bir kriz olursa onu kolayca aşabiliyor. Beyindeki serotonin hemen eksilmiyor çünkü uzun vadeli mutluluğu düşünebiliyor. Beyin uzun vadeli mutlulukta serotonini kullanıyor. Kısa vadeli mutlulukta, somut mutlulukta dopamini kullanıyor. Bilimsel olarak da doğrulandı bu. Modernizm yaşam biçimini değiştirdi. Bunun bedelini en çok psikiyatrik vakalardaki artışla ödeyeceğiz. Depresyon, anksiyete, panik bozukluğu gibi…” şeklinde konuştu.
“Evlenmeden önce gözünüzü dört açın evlendikten sonra yarım açın”
Aileye en çok zarar veren şeyin ego savaşları olduğunu dile getiren Tarhan; “Aileden ne anladığımızı bilmemiz gerekiyor. Gençlere evlenmeden önce şunu söylüyorum, ‘Evlenmeden önce gözünüzü dört açın evlendikten sonra yarım açın.’ Buna dikkat edilirse problemler daha kolay çözülüyor. Beklenti seviyesi burada çok önemli. Şu anda aileye en çok zarar veren ego savaşlarıdır. Benim param senin paran. Benim annem senin annen. Böyle kişilik savaşları güç savaşları oluyor. Halbuki bizim kültürümüzde karı kocaya refik ve refika denir. Refik erkek yol arkadaşı, refika kadın yol arkadaşı. Yani hayat yolculuğuna çıkmak. Örneğin gemiye binmişsin, seyahat yapacaksın o yolun ortasında ‘Sıkıldım bırakıyorum.’ diyemezsin. Evlilik böyle bir kurum. Şu anda dünya nüfusunu azaltmak için bir aile planlaması yöntemi olarak evliliği azaltmak istiyorlar. Dünya nüfusu çok arttı diyorlar. Evlilik azalmalı diyorlar ve bunda da başarılı oluyorlar.” dedi.
“Kültürel kavramların iyi tanımlanması gerekiyor”
Transseksüalitenin bir hastalık olduğuna vurgu yapan Tarhan; “Transseksüalite hastalıktır, kişi isterse tedavisi var. Anne baba farkına varırsa 12 yaşından önce tedavisi çok kolay. 12 yaşından sonra ise çok zor. Hele 18’den sonra artık geç kaldınız demek zorundayız. Böyle durumlarda anne babanın uyarı vazifesi var, onaylayıp onaylamama hakkı var. Böyle durumlarda çocuk zaten aileyi seviyorsa içindeki o alkol kullanma isteği gibi o isteği düzeltebiliyor, dönüştürebiliyor kişi. İstemezse zorla yapamazsınız. Bu nedenle kültürel kavramların iyi tanımlanması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Stres, vücudun gelişme talebidir”
Stres bağlamında da değerlendirmelerde bulunan Tarhan; “Stres, vücudun gelişme talebidir. Vücudumuzun strese maruz kalması gelişme işaretidir. Stresten korkmayın, stresi yönetememekten korkun. Onun için strese talip olun. Yani stres bisiklet kullanmak gibidir. Hızlı kullanırsanız devrilirsiniz. Durursanız da devrilirsiniz. Dengeli kullanmak önemli.” dedi.
“Elimizdeki en büyük rehber bilim”
Her duyduğu şeye inanan insanın kolay hatalar yapabileceğini söyleyen Tarhan; “İnsanların yüzde 30’u sorgulayıcı ve araştırıcı. Yüzde 70’i kolay inanma eğiliminde, araştırıcı değil. Araştırıcı olmayan insanlar duyduklarına inanıyorlar. Halbuki Anadolu’da güzel bir söz vardır, ‘Duyduğuna inanma, gördüğünün de yarısına inan.’ diye. Bu insanı sorgulamayı teşvik eden bir şey. Yani her duyduğuna inanmak, insana hata yaptırtmak için yeter. Onun için elimizdeki en büyük rehber bilim. Bilimsel literatürü araştır, yeni literatüre bak, eski literatüre bak. Bu bir yaşam biçimidir.” şeklinde konuştu.
“Bir kişilik haneler çoğalıyor, beş kişilik haneler azalıyor”
Türkiye’de ve dünyada yaşanan hane kırılganlığına dikkat çeken Tarhan; “Şu anda feminizm küresel ideolojilerin hizmetine kullanılıyor. Mesela evlilikle ilgili problemler artıyor, boşanmalar artıyor. Evliliğin ilk 5 yılında boşanma oranı Türkiye’de yüzde 38. Almanya’da, Avrupa’da yüzde 50’leri geçiyor ama bizde yüzde 30 çok ciddi bir oran. Burada hane kırılganlığı artıyor. Bir kişilik haneler çoğalıyor, beş kişilik haneler azalıyor. Buna karşı aile akademilerinin kurulup yaygınlaştırılması lazım. Ticari arabuluculuk kurulu kuruldu, vakalar yüzde 70 azaldı. Bu arabuluculuk sisteminin ailede de kurulması lazım.” ifadelerini kullandı.
“Evliliğe ne lüzum var diyen insanlar çoğaldı, fatura çocuklara çıkıyor…”
Küresel propagandaya karşı ailenin korunması gerektiğini söyleyen Tarhan; “Avrupa’da bir işletme yüzde 50 zarar edecek bir kurumsa yatırım yapmaz diyor. Aile kurumu da yüzde 50’nin üzerinde boşanıyor diyor. Buna yatırım yapılmaz, o zaman evliliğe lüzum yok diyorlar. Batı dünyası şu anda aileye bu gözle bakıyor. Onun için evlilik dışı yaşantılar var. Evlilik dışı yaşantıda en çok fatura kadınlara çıkıyor. Yani güce sahip olan zayıfı eziyor. Aile kurumunu korumak için önce bunun hastalığını teşhis etmemiz lazım. Yani şu anda aileyi en çok yıkan şey narsist kişilerdir. Biz hem neoliberal hem de kültürel olarak ABD’yi örnek aldığımız için bizde de hızla yayılıyor. Popüler kültür zihinlerimizi işgal ediyor. Evliliğe ne lüzum var diyen insanlar çoğaldı. Yani zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşüm olmaz. Sosyal dönüşüm de olduktan sonra siyasal dönüşüm olur. Hiyerarşi böyle. Yani biz bu küresel propagandaya karşı aileyi korumalıyız.” dedi.
“Narsist insanların hak duygusu kendine yöneliktir”
Narsist kişilerden ve sevgi yatırımından bahseden Tarhan; “Narsist kişiler ben merkezcidir. Bu narsistik özellik hepimizde vardır. En narsist varlık çocuktur mesela. Dünya kendi etrafında dönüyor zannediyor. Sevgi yatırımını kendine yapar çocuk. İlk duyduğu duygu korkudur, ilk tepkisi ağlamaktır ve annesine sığınır, rahatlar. Ondan sonra büyüdükçe sevgisini kardeşine, oyuncaklarına, babasına, ailesine yapar ve bu şekilde sevgi yatırımını büyütür. Daha da büyüdükçe sevgi yatırımını ülkesine, vatanına, insanlığa, evrene, yaratıcıya yapar. Bu şekilde gelişmişlik seviyesi en üste gelir. Sevgi yatırımını dengeli dağıtırsa hayata doğru düzgün bakmış olur. Narsist insanların hak duygusu kendine yöneliktir. Kendini hep haklı görür. Öyle oldukları için bir sorun olduğu zaman başkasını suçlar. Kendisinde olmayan özellikleri kendinde var zanneder ve buna gerçekten inanır…” ifadelerini kullandı.
“Dünyayı değiştirmeye kendimizden başlayalım”
Psikolojik sermayenin de aynı parasal sermaye gibi yönetilmesi gerektiğini belirten Tarhan; “Parasal sermayeyi nasıl yönetiyorsak psikolojik sermayeyi de öyle yönetilmeliyiz. Mesela sevgiyi duygusal bir sermaye olarak kabul edersek, sevgiye yatırımı yapacaksın. Sosyal sermayenin üç ayağı vardır. Birincisi, insanlarla iletişim tarzımızdır. İkincisi insanlarla, problem çözme tarzımızdır. Üçüncüsü de stresi yönetme tarzımızdır. Bu üç ayak bize sosyal sermayeyi oluşturur. Sosyal sermayemizi iyi yönetirsek o derece sosyal networkümüz olur. Sadece teknik, akademik başarı değil sosyal ve duygusal başarı da olur. Sosyal ve duygusal başarı, başarının üçte ikisidir. Üçte biri teknik başarıdır. Yani burada sosyal sermayeyi zengin tutan kişiler aile bağlarında iletişim sermayelerini tüketmezler. Sağlıklı iletişim kurarlar. A planı olmazsa B planı vardır. Problemleri çözerler. Hatta o problemleri kendini geliştirme fırsatı olarak görürler. Tehdit olarak değil fırsat olarak görürler. Bu öğrenilen bir durum. Anneden-babadan, çevreden ve kişi kendini geliştirirse öğreniliyor bu. Onun için dünyayı değiştirmeye kendimizden başlayalım.” şeklinde konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Tarhan: Stresten korkmayın, stresi yönetememekten korkun
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Modernizmin bedelini, psikiyatrik vakaların artışıyla ödeyeceğiz.”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Türk-Alman Üniversitesi Fikir ve Medeniyet Kulübünün düzenlediği söyleşiye katıldı. “Toplumda Ahlaki Yozlaşma ve Ailenin Korunması” başlığında öğrencilerle buluşan Tarhan, toplumdaki değişimlerin ve bu değişimlerin aile üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Modernizmin haz odaklı yaşam felsefesini ego ideali haline getirdiğinin altını çizen Tarhan, bunun bedelini psikolojik vakalardaki artışın ödeyeceğini sözlerine ekledi.
Konferans, Türk-Alman Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Konferans salonunda düzenlendi. Programa akademisyen ve öğrencilerin ilgisi yoğun oldu.
“Bencilliğin, çıkarcılığın önü açıldı…”
Kuralsızlığın bencilliğin önünü açtığını söyleyen Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Bencilliğin, çıkarcılığın önü açıldı. Biz de ABD’nin neoliberal politikalarını ele aldık. Bu politikalarda tamamen kuralsızlık ve sınırsızlık var. Yasal çöküntünün arkasında da zaten anomi var. Norm yok. Üç türlü norm vardır. Birincisi hukuki normlar, kanunların belirlediği. İkinci normlar, toplumun belirlediği sosyal normlardır. Gelenek, göreneklerimiz gibi. Bu normlar sosyal düzenleme yapar. Üçüncü normlar ise vicdani normlardır. Kötülük yapmamak, yalan söylememek, dürüst olmak gibi. Bunu da vicdan korur. Vicdan sonradan öğreniliyor. Vicdan ancak Allah’a karşı hesap verme duygusu olan insanlarda ortaya çıkar.” ifadelerini kullandı.
“Modernizm, yaşam biçimini değiştirdi”
Modernizmin insan üzerindeki etkilerine değinen Tarhan; “Modernizm haz odaklı yaşam felsefesini ego ideali seçti. Aristoteles’in yaptığı bir mutluluk tanımı vardır. Mutluluğu ikiye ayırıyor. Birincisi hedomanik mutluluk, ikincisi ödemanik mutluluk. Hedomanik mutluluk haz peşinde koşmanın mutluluğu. Bunların nörobilimde karşılığı var. Dopamin mutluluğu diye geçiyor. Bitince yenisini istiyor. İkinci mutluluk da anlam mutluluğu. Kişi bir anlamın peşinde koşuyor. Bir fikri bir ideali var. Bir anlamın peşinden koştuğu zaman beyinde serotonin salgılanıyor. Bir kriz olursa onu kolayca aşabiliyor. Beyindeki serotonin hemen eksilmiyor çünkü uzun vadeli mutluluğu düşünebiliyor. Beyin uzun vadeli mutlulukta serotonini kullanıyor. Kısa vadeli mutlulukta, somut mutlulukta dopamini kullanıyor. Bilimsel olarak da doğrulandı bu. Modernizm yaşam biçimini değiştirdi. Bunun bedelini en çok psikiyatrik vakalardaki artışla ödeyeceğiz. Depresyon, anksiyete, panik bozukluğu gibi…” şeklinde konuştu.
“Evlenmeden önce gözünüzü dört açın evlendikten sonra yarım açın”
Aileye en çok zarar veren şeyin ego savaşları olduğunu dile getiren Tarhan; “Aileden ne anladığımızı bilmemiz gerekiyor. Gençlere evlenmeden önce şunu söylüyorum, ‘Evlenmeden önce gözünüzü dört açın evlendikten sonra yarım açın.’ Buna dikkat edilirse problemler daha kolay çözülüyor. Beklenti seviyesi burada çok önemli. Şu anda aileye en çok zarar veren ego savaşlarıdır. Benim param senin paran. Benim annem senin annen. Böyle kişilik savaşları güç savaşları oluyor. Halbuki bizim kültürümüzde karı kocaya refik ve refika denir. Refik erkek yol arkadaşı, refika kadın yol arkadaşı. Yani hayat yolculuğuna çıkmak. Örneğin gemiye binmişsin, seyahat yapacaksın o yolun ortasında ‘Sıkıldım bırakıyorum.’ diyemezsin. Evlilik böyle bir kurum. Şu anda dünya nüfusunu azaltmak için bir aile planlaması yöntemi olarak evliliği azaltmak istiyorlar. Dünya nüfusu çok arttı diyorlar. Evlilik azalmalı diyorlar ve bunda da başarılı oluyorlar.” dedi.
“Kültürel kavramların iyi tanımlanması gerekiyor”
Transseksüalitenin bir hastalık olduğuna vurgu yapan Tarhan; “Transseksüalite hastalıktır, kişi isterse tedavisi var. Anne baba farkına varırsa 12 yaşından önce tedavisi çok kolay. 12 yaşından sonra ise çok zor. Hele 18’den sonra artık geç kaldınız demek zorundayız. Böyle durumlarda anne babanın uyarı vazifesi var, onaylayıp onaylamama hakkı var. Böyle durumlarda çocuk zaten aileyi seviyorsa içindeki o alkol kullanma isteği gibi o isteği düzeltebiliyor, dönüştürebiliyor kişi. İstemezse zorla yapamazsınız. Bu nedenle kültürel kavramların iyi tanımlanması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Stres, vücudun gelişme talebidir”
Stres bağlamında da değerlendirmelerde bulunan Tarhan; “Stres, vücudun gelişme talebidir. Vücudumuzun strese maruz kalması gelişme işaretidir. Stresten korkmayın, stresi yönetememekten korkun. Onun için strese talip olun. Yani stres bisiklet kullanmak gibidir. Hızlı kullanırsanız devrilirsiniz. Durursanız da devrilirsiniz. Dengeli kullanmak önemli.” dedi.
“Elimizdeki en büyük rehber bilim”
Her duyduğu şeye inanan insanın kolay hatalar yapabileceğini söyleyen Tarhan; “İnsanların yüzde 30’u sorgulayıcı ve araştırıcı. Yüzde 70’i kolay inanma eğiliminde, araştırıcı değil. Araştırıcı olmayan insanlar duyduklarına inanıyorlar. Halbuki Anadolu’da güzel bir söz vardır, ‘Duyduğuna inanma, gördüğünün de yarısına inan.’ diye. Bu insanı sorgulamayı teşvik eden bir şey. Yani her duyduğuna inanmak, insana hata yaptırtmak için yeter. Onun için elimizdeki en büyük rehber bilim. Bilimsel literatürü araştır, yeni literatüre bak, eski literatüre bak. Bu bir yaşam biçimidir.” şeklinde konuştu.
“Bir kişilik haneler çoğalıyor, beş kişilik haneler azalıyor”
Türkiye’de ve dünyada yaşanan hane kırılganlığına dikkat çeken Tarhan; “Şu anda feminizm küresel ideolojilerin hizmetine kullanılıyor. Mesela evlilikle ilgili problemler artıyor, boşanmalar artıyor. Evliliğin ilk 5 yılında boşanma oranı Türkiye’de yüzde 38. Almanya’da, Avrupa’da yüzde 50’leri geçiyor ama bizde yüzde 30 çok ciddi bir oran. Burada hane kırılganlığı artıyor. Bir kişilik haneler çoğalıyor, beş kişilik haneler azalıyor. Buna karşı aile akademilerinin kurulup yaygınlaştırılması lazım. Ticari arabuluculuk kurulu kuruldu, vakalar yüzde 70 azaldı. Bu arabuluculuk sisteminin ailede de kurulması lazım.” ifadelerini kullandı.
“Evliliğe ne lüzum var diyen insanlar çoğaldı, fatura çocuklara çıkıyor…”
Küresel propagandaya karşı ailenin korunması gerektiğini söyleyen Tarhan; “Avrupa’da bir işletme yüzde 50 zarar edecek bir kurumsa yatırım yapmaz diyor. Aile kurumu da yüzde 50’nin üzerinde boşanıyor diyor. Buna yatırım yapılmaz, o zaman evliliğe lüzum yok diyorlar. Batı dünyası şu anda aileye bu gözle bakıyor. Onun için evlilik dışı yaşantılar var. Evlilik dışı yaşantıda en çok fatura kadınlara çıkıyor. Yani güce sahip olan zayıfı eziyor. Aile kurumunu korumak için önce bunun hastalığını teşhis etmemiz lazım. Yani şu anda aileyi en çok yıkan şey narsist kişilerdir. Biz hem neoliberal hem de kültürel olarak ABD’yi örnek aldığımız için bizde de hızla yayılıyor. Popüler kültür zihinlerimizi işgal ediyor. Evliliğe ne lüzum var diyen insanlar çoğaldı. Yani zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşüm olmaz. Sosyal dönüşüm de olduktan sonra siyasal dönüşüm olur. Hiyerarşi böyle. Yani biz bu küresel propagandaya karşı aileyi korumalıyız.” dedi.
“Narsist insanların hak duygusu kendine yöneliktir”
Narsist kişilerden ve sevgi yatırımından bahseden Tarhan; “Narsist kişiler ben merkezcidir. Bu narsistik özellik hepimizde vardır. En narsist varlık çocuktur mesela. Dünya kendi etrafında dönüyor zannediyor. Sevgi yatırımını kendine yapar çocuk. İlk duyduğu duygu korkudur, ilk tepkisi ağlamaktır ve annesine sığınır, rahatlar. Ondan sonra büyüdükçe sevgisini kardeşine, oyuncaklarına, babasına, ailesine yapar ve bu şekilde sevgi yatırımını büyütür. Daha da büyüdükçe sevgi yatırımını ülkesine, vatanına, insanlığa, evrene, yaratıcıya yapar. Bu şekilde gelişmişlik seviyesi en üste gelir. Sevgi yatırımını dengeli dağıtırsa hayata doğru düzgün bakmış olur. Narsist insanların hak duygusu kendine yöneliktir. Kendini hep haklı görür. Öyle oldukları için bir sorun olduğu zaman başkasını suçlar. Kendisinde olmayan özellikleri kendinde var zanneder ve buna gerçekten inanır…” ifadelerini kullandı.
“Dünyayı değiştirmeye kendimizden başlayalım”
Psikolojik sermayenin de aynı parasal sermaye gibi yönetilmesi gerektiğini belirten Tarhan; “Parasal sermayeyi nasıl yönetiyorsak psikolojik sermayeyi de öyle yönetilmeliyiz. Mesela sevgiyi duygusal bir sermaye olarak kabul edersek, sevgiye yatırımı yapacaksın. Sosyal sermayenin üç ayağı vardır. Birincisi, insanlarla iletişim tarzımızdır. İkincisi insanlarla, problem çözme tarzımızdır. Üçüncüsü de stresi yönetme tarzımızdır. Bu üç ayak bize sosyal sermayeyi oluşturur. Sosyal sermayemizi iyi yönetirsek o derece sosyal networkümüz olur. Sadece teknik, akademik başarı değil sosyal ve duygusal başarı da olur. Sosyal ve duygusal başarı, başarının üçte ikisidir. Üçte biri teknik başarıdır. Yani burada sosyal sermayeyi zengin tutan kişiler aile bağlarında iletişim sermayelerini tüketmezler. Sağlıklı iletişim kurarlar. A planı olmazsa B planı vardır. Problemleri çözerler. Hatta o problemleri kendini geliştirme fırsatı olarak görürler. Tehdit olarak değil fırsat olarak görürler. Bu öğrenilen bir durum. Anneden-babadan, çevreden ve kişi kendini geliştirirse öğreniliyor bu. Onun için dünyayı değiştirmeye kendimizden başlayalım.” şeklinde konuştu.
Haftanın popüler haberleri
Myanmar'daki deprem felaketinde can kaybı binleri aştı
Myanmar'da meydana gelen, 7,7 ve 6,4 büyüklüğündeki iki depremde can kaybının 1002'ye, yaralıların sayısının ise 2 bin 376'ya ulaştığı bildirildi.
Cumhurbaşkanı ve Parti liderlerinin bayram programları duyurudu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile siyasi parti genel başkanlarının bayram programları belli oldu.
9,3 milyar dolar yatırımdan faydalanacak şirketler açıklandı
20 binden fazla istihdam ve yıllık cari dengeye 12 milyar dolarlık katkı sağlayacak olan Büyük Ölçekli Sanayi yatırımların detayları haberimizde...
Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği Başkanlığına Neşecan Çekici seçildi
Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği'nin (GYODER) 24. Olağan Genel Kurulu'nda Neşecan Çekici yeniden başkan seçildi.
Çankırı Teknokent açıldı
Çankırı Teknokent’in açılışını Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, il protokolü ve iş dünyası yaptı.
Çinli H3C, Nvidia AI çip sıkıntısı konusunda uyardı
Çinli H3C firması artan talep nedeniyle Nvidia AI çip sıkıntısı konusunda uyardı.
Anadolu Grubunun başına Kamil Süleyman Yazıcı geliyor
Tuncay Özilhan’ın haziran ayında görevi bırakacağı açıklandı. Grupta başkanlığa Kamil Süleyman Yazıcı'nın geleceği konuşuluyor.
GPT-4o; artık görüntü ve fotoğrafları oluşturup düzenleyebilecek
ChatGPT, GPT-4o modelinden yararlanarak artık görselleri yerel olarak oluşturup ve değiştirebiliyor.
X, son olaylardaki sakıncalı paylaşımlara ifade özgürlüğü diyor
X (Twitter), BTK'nın 126 hesaba erişim engeli getirilmesine ilişkin kararına itiraz etmek için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru yaptığını açıkladı.
Mobil oyun sektörü yeniden yükselişe geçti
Mobil oyun sektörü 2024’te yeniden yükselişe geçti.
TİAD yönetimi Murat Akyüz ve ekibiyle devam ediyor
TiAD 23. Olağan Genel Kurulu gerçekleşti. Mevcut TİAD Yönetim Kurulu, güven tazeledi.
Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması başlıyor
Türk moda sektörüne 32 yıldır genç yetenekler kazandıran Koca Genç Moda Tasarımcıları Yarışması, bu yıl 33. kez düzenleniyor.
Brandverse Awards başvuruları 17 Nisan’a uzatıldı
Yoğun talep üzerine Brandverse Awards'ta başvurular 17 Nisan’a dek, son kez uzatıldı.
Vertiv'in yeni yazılımı veri merkezi yönetimini kolaylaştırıyor
Vertiv'in Geliştirdiği Yeni Yazılım, Colocation ve Büyük Ölçekli Veri Merkezlerinde Güç Dağıtımı ve Soğutma Sistemlerinin Görünürlüğünü ve Kontrolünü Artırıyor.
AstraZeneca'dan Çin'e büyük yatırım
AstraZeneca'dan Çin'e, AR-GE ve üretim için 2,5 milyar dolar yatırım
Trend Micro Raporu: Türkiye'de özellikle fidye yazılımı kaynaklı saldırılar arttı
Trend Micro 2025 raporu dünya genelinde tüm işletmelerin siber tehditlere karşı savunma hattını güçlendirmesi gerektiğine işaret ediyor.
Pfizer “Klinik Araştırmalar Eğitim Programı” düzenledi
Pfizer, Hacettepe Üniversitesi ve Türkiye Romatoloji Derneği iş birliğiyle “Klinik Araştırmalar Eğitim Programı” gerçekleştirildi.
Edenred, ShareTheMeal ile iş birliği yaptı
Edenred, küresel gıda erişimini desteklemekiçin ShareTheMeal ile iş birliği yaptı.
Melek Yatırımcılık Zirvesi 8 Nisan’da İzmir'de yapılacak
İzmir ve Ege Bölgesi’nin ilk Melek Yatırımcılık Zirvesi 8 Nisan’da Düzenleniyor.
Kale Kilit, Superbrands Türkiye 2025 listesinde yerini aldı
Kale Kilit, Türkiye’nin en prestijli marka değerlendirme platformlarından biri olan Superbrands Türkiye 2025 listesine girerek sektördeki güçlü konumunu bir kez daha kanıtladı.
Hangi şehirde bayram namazı kaçta? Haberimizde
Ramazan Bayramı namazı Ankara'da 07.07, İstanbul'da 07.22, İzmir'de 07.30'da kılınacak.
9 günlük bayram tatili terminallere hareketlilik getirdi
Ramazan Bayramı tatili 9 gün oldu, otobüs bileti satışları arttı.
Çarşı, pazar, marketler Bayram öncesi sıkı denetimde
Ticaret Bakanlığı Ramazan Bayramı öncesinde denetimlerini artırdı.
Bursa iş dünyasının önemli ismi Ergün Kağıtçıbaşı vefat etti
Bursa iş dünyasının duayen ismi Ergun Kağıtçıbaşı hayatını kaybetti.
Myanmar'da 7,7 ve 6,4 büyüklüğünde iki deprem
Myanmar'ın orta kesimindeki Sagaing bölgesi yakınlarında 7,7 ve 6,4 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi.
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerinin özgeçmişleri haberimizde
Sabancı Holding Olağan Genel Kurulunda yeni yönetim kurulu görev dağılımı yapıldı. Hayri Çulhacı Yönetim Kurulu Başkanı seçildi.
Sabancı Holding Yönetim Kurulunda görev dağılımı netleşti
Sabancı Holding Olağan Genel Kurulunda yeni yönetim kurulu görev dağılımı yapıldı. Hayri Çulhacı Yönetim Kurulu Başkanı seçildi.
TESK ve Çasgem işbirliğiyle İSG eğitimleri başlıyor
İSG eğitim protokolü, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken ve ÇASGEM Başkanı Prof. Dr. Elif Gökçearslan tarafından imzalandı.
Palandöken, “Bayramda 100-120 milyar TL ciro bekleniyor”
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Ramazan Bayramı’nda yaklaşık 100-120 milyar TL ciro beklendiğini belirtti.
İşsiz sayısı 9,5 yıl sonra ilk kez 3 milyonun altına geriledi
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, işsiz sayısının 9,5 yıl sonra ilk kez 3 milyonun altına gerileyerek 2 milyon 886 bin kişi olduğuna işaret etti.
Çip üreticisi Infineon, Hindistan'da yetenek merkezi açtı
Çip üreticisi Infineon Technologies, Hindistan'da yeni bir küresel yetenek merkezi (GCC) açtı.
KPMG: Siber güvenliği tehdit olarak görenlerin oranı ise sadece yüzde 2'de
KPMG'den çarpıcı bir araştırma: Endüstri üretimi için en büyük tehdit belli oldu! Detayları Hande Şenova açıkladı.
Gebze MTAL'den Opaş'a teşekkür ziyareti
Opaş Elektrik, mesleki eğitimin gelişimine katkıda bulunma vizyonuyla Gebze Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin elektrik atölyesine çeşitli destekler sağladı.
Diyetisyen Kübra Dal'dan ramazan sonrası beslenme tüyoları
Metabolizmayı yeniden dengeleme zamanı: Diyetisyen Kübra Dal, Ramazan sonrası beslenme tüyoları verdi.
Başoğlu Kablo ve Türk Metal Sendikası anlaştı
Başoğlu Kablo, çalışanlarının haklarını güçlendirmek ve sosyal güvencelerini artırmak amacıyla Türk Metal Sendikası ile yeni bir toplu iş sözleşmesi imzaladı.
Panasonic'in yeni kamerası Connect AG-CX370 piyasada
Panasonic yeni video kamerasıyla IP tabanlı canlı prodüksiyonlarda mobiliteyi geliştiriyor.
Connect4Tech İstanbul etkinliği 11 Nisan'da
Connect4Tech etkinliği havacılık, otomotiv ve kompozit sektörlerine odaklanan bir projedir.
Anadolubank’tan 2024 yılında yüzde 64 büyüme
Anadolubank, 2024 Yılı Finansal Sonuçlarını Açıkladı.
Erdem Çenesiz: Türkiye seramik sektöründe marka ülke
Isvea Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, ürün gamı ve kalitesiyle İtalya’yla yarışır hale geldiklerini söyledi.
Artemis Halı elektrik giderlerinde yüzde 40 tasarruf sağladı
Artemis Halı, GES projesi ile elektrik giderlerinde yüzde 40 tasarruf sağladı.