Prof. Dr. Okan Bakıner'den sensör teknolojisi ile etkin diyabet yönetimi
Prof. Dr. Okan Bakıner'den sensör teknolojisi ile etkin diyabet yönetimi
Prof. Dr. Okan Bakıner, Tip 1 ve Tip 2 diyabetli bireylerde sensör kullanmanın avantajlarına dikkat çekti.
Haber Giriş Tarihi: 02.10.2024 11:54
Haber Güncellenme Tarihi: 02.10.2024 11:58
Kaynak:
Haber Merkezi
Diyabet yönetimindeki teknolojik gelişmeler, hastaların yaşam kalitesini yükseltmek ve tedavi süreçlerini daha etkin hale getirmek açısından büyük önem taşıyor. Özellikle sensör teknolojisi, cilt altı sıvısındaki glukoz seviyelerini düzenli aralıklarla ölçerek diyabetli bireylere ve sağlık profesyonellerine ayrıntılı bilgi sağlıyor. Bu sayede, hem Tip 1 hem de Tip 2 diyabet yönetiminde daha kapsamlı bir glukoz kontrolü sağlandığını söyleyen Prof. Dr. Okan Bakıner, son araştırmaların da sensör kullanımının her iki diyabet türünde de komplikasyon risklerini minimize ettiğini ve böylelikle hastaların günlük yaşamlarını daha kolay yönettiklerini ortaya koyduğunu belirtti.
Sensör teknolojisi, etkin diyabet yönetimi adına hem hastalar hem de hekimler için vazgeçilmez hale geldi. Sürekli glukoz takibi imkânı sunmanın yanı sıra ani değişimlere hızla müdahale edilmesine olanak sağlayan sensörler, uzun vadede sağlık sonuçlarını iyileştirme açısından diyabet tedavisinde devrim niteliği taşıyor. Bu teknolojinin hastalar ve doktorlar için büyük kolaylık sağladığına dikkat çeken Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Okan Bakıner, Tip 1 ve Tip 2 diyabetli bireylerde sensör kullanımının önemini şu sözlerle anlattı: “Sensörler, kan glukoz düzeylerine çok yakın seviyelerde olan cilt altı sıvısındaki glukozu çok sık aralıklarla ölçüyor. Bu teknoloji, gün içerisinde parmak delmeden hastanın istediği andaki glukoz düzeyi ile ilgili ayrıntılı bilgiler veriyor. Hastalarımız yemek öncesi ve yemek sonrası, gece ya da günün herhangi bir anında glukoz düzeyleri ile ilgili bilgiye sahip olabiliyor. Bu şekilde kullanıcılar hem karbonhidrat sayımı öncesi temel avantajları elde ediyor hem de şekerin aşırı düşmeye ya da yükselmeye başladığı anları sensörden gelen uyarılarla fark edip önlem alabiliyor. Ayrıca günlük şeker grafiklerini inceleyerek, glukoz seviyelerindeki sorunların bazal insülin dozlarından mı yoksa bolus insülin uygulamalarının yetersizliğinden mi kaynaklandığını tespit etmek mümkün oluyor. Sensörler sayesinde beslenmeye bağlı glukoz değişiklikleri anında fark edilerek gerekli ayarlamalar hızlı bir şekilde yapılabiliyor. Bu durum, hem tedavi süreçlerinin daha hassas yönetilmesine hem de hastaların daha stabil bir glukoz kontrolü sağlamasına katkı sağlıyor. Dolayısıyla hem hasta hem de hekim insülin doz ayarlarını kolaylıkla yapabiliyor veya beslenmenin yarattığı değişiklikleri görüp diyet uyumunu artırabiliyor. Pompa kullanan Tip 1 diyabetli hastalarda pompalara entegre sensörler sayesinde akıllı güncel pompalar şekerin düşme ya da yükselme hızına göre insülin gönderme hızını ayarlayabiliyor. Bu sistemler bir çeşit yarı otomatik yapay pankreas olarak görev yapabiliyor. Yine pompalar sensörden aldıkları bilgiyle ani şeker düşüklüğü olan hipoglisemiye girmeden insülin göndermeyi yavaşlatıp durdurabiliyor. Bu da hastalarımızın adına en korktuğumuz sorun olan hipoglisemiyi yaşamalarını önlüyor.”
Tip 2 diyabetli hastalar sürekli parmak delme derdinden kurtuluyor
Sensör teknolojisinin Tip 2 diyabetli bireylerin yaşam kalitesini büyük oranda etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Bu teknolojinin en büyük avantajlarından biri hastaların sürekli parmak delme ihtiyacı duymadan gün içerisindeki glukoz seviyelerini takip edebilmeleri. Glukozdaki ani düşüş ve yükselmeleri, sensörlerin akıllı telefonlarına gönderdiği uyarılarla anında fark eden hastalar, hızla önlem alarak olası komplikasyonların önüne geçebiliyor. Bu anlık geri bildirimler diyabet yönetiminde büyük bir kolaylık sağlarken hastaların yaşam kalitesini de önemli ölçüde artırıyor. Ayrıca Tip 2 diyabetik hastaların önemli bir bölümünde maalesef diyete uyum sorunu görüyoruz. Sensörler sayesinde bu hastalar, hangi gıdaların glukozda ani ve aşırı yükselmeye neden olduğunu görebiliyor ve buna göre beslenmelerini yeniden düzenleyebiliyor. Hekim olarak bizler hem hastanın telefonundan hem de istersek kendi bilgisayar ekranımızdan hastamızın günlük glukoz değerlerini, grafiklerini ve ani şeker oynamalarını takip ederek tedavi düzenlememizi çok daha rahat ve doğru biçimde yapabiliyoruz” şeklinde konuştu.
Sensörler sayesinde hasta-hekim iş birliği artıyor
Sensörlerin hekimlere sunduğu avantajlara da değinen Prof. Dr.Okan Bakıner; “Sensörlerin bize sunduğu en büyük avantaj hastalarımızın günlük, haftalık, 14 günlük ve aylık şeker çizelgelerini detaylı bir şekilde görebilmemiz. Bu sayede anlık ve günlük dalgalanmaları çok daha iyi anlayabiliyoruz. Ayrıca, sensör cihazları gün içerisindeki ani şeker düşüş zamanlarını tam saatleriyle bildiriyor. Bu bilgi, tedavi protokollerimizi gözden geçirmemize ve gerektiğinde düzenlemeler yapmamıza olanak sağlıyor. Sensörlerden aldığımız diğer önemli bir bilgi de hastanın hedefte geçirdiği zaman. Genel olarak şeker düzeylerinin 70-180 mg/dl arasında seyrettiği süreyi bize veren ‘Hedefte Geçen Zaman’ aralığının, günün 24 saatinin en az yüzde 70’ini kapsaması gerekir. Bu cihazlar sayesinde hastalarımızın hedefte geçen zaman miktarını, hedefin üstü ya da altı geçen zaman miktarlarını, günlük dalgalanmaları, ortalama günlük, haftalık, 14 günlük ve aylık şeker düzeylerini görebiliyoruz. Tahmini HbA1C (üç aylık şeker ortalaması) düzeyini öngörebiliyoruz. Bu hem hekimler olarak bizlerin tedavilerini yeniden gözden geçirme olanağı sunuyor hem de hastalarımızla olan iş birliğimizi artırıyor” dedi.
Sensör teknolojisini kullanan bireyler daha iyi bir HbA1C düzeyine sahip
Sensör sayesinde diyabetli bireylerin parmak ucu delmeden günün 24 saatinde glukoz düzeyleri hakkında bilgi alabilecek rahatlığa erişebildiklerinin altını çizen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Bu teknoloji ile hastalarımız, hipoglisemi ve hiperglisemi uyarı sistemi ile kan şekerinde ani düşüş ve yükselmelere karşı önlem alabilecek duruma geldiler. Özellikle de ‘gece kan şekerim düşerse ne olur’ korkusunu yendiler. Yaşlı ve çocuk hastalarda çok daha kritik önem taşıyan bu durumun kolaylıkla kontrol altında tutulabilmesi hasta yakınlarına da büyük kolaylık sağlıyor. Yapılan çalışmalar sensör teknolojisini kullanan hastaların daha iyi HbA1C düzeylerine sahip olduğunu ve daha az gün içi glukoz değişkenliği yaşadığını gösteriyor. Diyet ve egzersiz gibi zorunlu yaşam tarzı değişikliklerine hasta uyumunun arttığını da çalışmalardan görüyoruz. Erken dönemden itibaren sensör teknolojisi kullanan hastalarda küçük ve büyük damar hastalıkları ile ilgili diyabet komplikasyonlarının azaldığını gözlemliyoruz. Üstelik sensör teknolojisi, artık sadece Tip 1 diyabetli bireyler için değil, insülin kullanan Tip 2 diyabetik hastalar ve hatta gebelerde bile önerilen bir yöntem haline geldi. Sensörlerin maliyeti de günümüzde daha erişilebilir durumda. Bu noktada özellikle tedaviye uyum sorunu yaşayan hastalar için sensör teknolojisi devrim niteliğinde” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Okan Bakıner'den sensör teknolojisi ile etkin diyabet yönetimi
Prof. Dr. Okan Bakıner, Tip 1 ve Tip 2 diyabetli bireylerde sensör kullanmanın avantajlarına dikkat çekti.
Diyabet yönetimindeki teknolojik gelişmeler, hastaların yaşam kalitesini yükseltmek ve tedavi süreçlerini daha etkin hale getirmek açısından büyük önem taşıyor. Özellikle sensör teknolojisi, cilt altı sıvısındaki glukoz seviyelerini düzenli aralıklarla ölçerek diyabetli bireylere ve sağlık profesyonellerine ayrıntılı bilgi sağlıyor. Bu sayede, hem Tip 1 hem de Tip 2 diyabet yönetiminde daha kapsamlı bir glukoz kontrolü sağlandığını söyleyen Prof. Dr. Okan Bakıner, son araştırmaların da sensör kullanımının her iki diyabet türünde de komplikasyon risklerini minimize ettiğini ve böylelikle hastaların günlük yaşamlarını daha kolay yönettiklerini ortaya koyduğunu belirtti.
Sensör teknolojisi, etkin diyabet yönetimi adına hem hastalar hem de hekimler için vazgeçilmez hale geldi. Sürekli glukoz takibi imkânı sunmanın yanı sıra ani değişimlere hızla müdahale edilmesine olanak sağlayan sensörler, uzun vadede sağlık sonuçlarını iyileştirme açısından diyabet tedavisinde devrim niteliği taşıyor. Bu teknolojinin hastalar ve doktorlar için büyük kolaylık sağladığına dikkat çeken Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Okan Bakıner, Tip 1 ve Tip 2 diyabetli bireylerde sensör kullanımının önemini şu sözlerle anlattı: “Sensörler, kan glukoz düzeylerine çok yakın seviyelerde olan cilt altı sıvısındaki glukozu çok sık aralıklarla ölçüyor. Bu teknoloji, gün içerisinde parmak delmeden hastanın istediği andaki glukoz düzeyi ile ilgili ayrıntılı bilgiler veriyor. Hastalarımız yemek öncesi ve yemek sonrası, gece ya da günün herhangi bir anında glukoz düzeyleri ile ilgili bilgiye sahip olabiliyor. Bu şekilde kullanıcılar hem karbonhidrat sayımı öncesi temel avantajları elde ediyor hem de şekerin aşırı düşmeye ya da yükselmeye başladığı anları sensörden gelen uyarılarla fark edip önlem alabiliyor. Ayrıca günlük şeker grafiklerini inceleyerek, glukoz seviyelerindeki sorunların bazal insülin dozlarından mı yoksa bolus insülin uygulamalarının yetersizliğinden mi kaynaklandığını tespit etmek mümkün oluyor. Sensörler sayesinde beslenmeye bağlı glukoz değişiklikleri anında fark edilerek gerekli ayarlamalar hızlı bir şekilde yapılabiliyor. Bu durum, hem tedavi süreçlerinin daha hassas yönetilmesine hem de hastaların daha stabil bir glukoz kontrolü sağlamasına katkı sağlıyor. Dolayısıyla hem hasta hem de hekim insülin doz ayarlarını kolaylıkla yapabiliyor veya beslenmenin yarattığı değişiklikleri görüp diyet uyumunu artırabiliyor. Pompa kullanan Tip 1 diyabetli hastalarda pompalara entegre sensörler sayesinde akıllı güncel pompalar şekerin düşme ya da yükselme hızına göre insülin gönderme hızını ayarlayabiliyor. Bu sistemler bir çeşit yarı otomatik yapay pankreas olarak görev yapabiliyor. Yine pompalar sensörden aldıkları bilgiyle ani şeker düşüklüğü olan hipoglisemiye girmeden insülin göndermeyi yavaşlatıp durdurabiliyor. Bu da hastalarımızın adına en korktuğumuz sorun olan hipoglisemiyi yaşamalarını önlüyor.”
Tip 2 diyabetli hastalar sürekli parmak delme derdinden kurtuluyor
Sensör teknolojisinin Tip 2 diyabetli bireylerin yaşam kalitesini büyük oranda etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Bu teknolojinin en büyük avantajlarından biri hastaların sürekli parmak delme ihtiyacı duymadan gün içerisindeki glukoz seviyelerini takip edebilmeleri. Glukozdaki ani düşüş ve yükselmeleri, sensörlerin akıllı telefonlarına gönderdiği uyarılarla anında fark eden hastalar, hızla önlem alarak olası komplikasyonların önüne geçebiliyor. Bu anlık geri bildirimler diyabet yönetiminde büyük bir kolaylık sağlarken hastaların yaşam kalitesini de önemli ölçüde artırıyor. Ayrıca Tip 2 diyabetik hastaların önemli bir bölümünde maalesef diyete uyum sorunu görüyoruz. Sensörler sayesinde bu hastalar, hangi gıdaların glukozda ani ve aşırı yükselmeye neden olduğunu görebiliyor ve buna göre beslenmelerini yeniden düzenleyebiliyor. Hekim olarak bizler hem hastanın telefonundan hem de istersek kendi bilgisayar ekranımızdan hastamızın günlük glukoz değerlerini, grafiklerini ve ani şeker oynamalarını takip ederek tedavi düzenlememizi çok daha rahat ve doğru biçimde yapabiliyoruz” şeklinde konuştu.
Sensörler sayesinde hasta-hekim iş birliği artıyor
Sensörlerin hekimlere sunduğu avantajlara da değinen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Sensörlerin bize sunduğu en büyük avantaj hastalarımızın günlük, haftalık, 14 günlük ve aylık şeker çizelgelerini detaylı bir şekilde görebilmemiz. Bu sayede anlık ve günlük dalgalanmaları çok daha iyi anlayabiliyoruz. Ayrıca, sensör cihazları gün içerisindeki ani şeker düşüş zamanlarını tam saatleriyle bildiriyor. Bu bilgi, tedavi protokollerimizi gözden geçirmemize ve gerektiğinde düzenlemeler yapmamıza olanak sağlıyor. Sensörlerden aldığımız diğer önemli bir bilgi de hastanın hedefte geçirdiği zaman. Genel olarak şeker düzeylerinin 70-180 mg/dl arasında seyrettiği süreyi bize veren ‘Hedefte Geçen Zaman’ aralığının, günün 24 saatinin en az yüzde 70’ini kapsaması gerekir. Bu cihazlar sayesinde hastalarımızın hedefte geçen zaman miktarını, hedefin üstü ya da altı geçen zaman miktarlarını, günlük dalgalanmaları, ortalama günlük, haftalık, 14 günlük ve aylık şeker düzeylerini görebiliyoruz. Tahmini HbA1C (üç aylık şeker ortalaması) düzeyini öngörebiliyoruz. Bu hem hekimler olarak bizlerin tedavilerini yeniden gözden geçirme olanağı sunuyor hem de hastalarımızla olan iş birliğimizi artırıyor” dedi.
Sensör teknolojisini kullanan bireyler daha iyi bir HbA1C düzeyine sahip
Sensör sayesinde diyabetli bireylerin parmak ucu delmeden günün 24 saatinde glukoz düzeyleri hakkında bilgi alabilecek rahatlığa erişebildiklerinin altını çizen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Bu teknoloji ile hastalarımız, hipoglisemi ve hiperglisemi uyarı sistemi ile kan şekerinde ani düşüş ve yükselmelere karşı önlem alabilecek duruma geldiler. Özellikle de ‘gece kan şekerim düşerse ne olur’ korkusunu yendiler. Yaşlı ve çocuk hastalarda çok daha kritik önem taşıyan bu durumun kolaylıkla kontrol altında tutulabilmesi hasta yakınlarına da büyük kolaylık sağlıyor. Yapılan çalışmalar sensör teknolojisini kullanan hastaların daha iyi HbA1C düzeylerine sahip olduğunu ve daha az gün içi glukoz değişkenliği yaşadığını gösteriyor. Diyet ve egzersiz gibi zorunlu yaşam tarzı değişikliklerine hasta uyumunun arttığını da çalışmalardan görüyoruz. Erken dönemden itibaren sensör teknolojisi kullanan hastalarda küçük ve büyük damar hastalıkları ile ilgili diyabet komplikasyonlarının azaldığını gözlemliyoruz. Üstelik sensör teknolojisi, artık sadece Tip 1 diyabetli bireyler için değil, insülin kullanan Tip 2 diyabetik hastalar ve hatta gebelerde bile önerilen bir yöntem haline geldi. Sensörlerin maliyeti de günümüzde daha erişilebilir durumda. Bu noktada özellikle tedaviye uyum sorunu yaşayan hastalar için sensör teknolojisi devrim niteliğinde” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Haftanın popüler haberleri
Tüketiciyi aldatan şirketler cezalandırılıyor
Tüketiciyi aldatan reklamlara yılın 11 ayında yaklaşık 224 milyon lira ceza verildi.
Lothbrog/Akıncıoğlu: 5 yılda 1000 makine satışıyla rekora imza attık
Lothbrog Makine 5. yılını kutladı. Lothbrog Makine Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Akıncıoğlu şirketlerinin başarısının mutluluğunu çalışanlarıyla kutladı.
En fazla Ar-Ge harcaması özel sektör tarafından yapıldı
2023 yılı Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması TÜİK tarafından açıklandı.
Üsküdar Üniversitesi, G20 Neuroscience'de Türkiye’yi temsil etti
Üsküdar Üniversitesi, G20 Neuroscience20 Zirvesi’nde Türkiye’yi temsil etti.
Bidustry'e üç dil seçeneği daha eklendi
Endüstriyel ürün satıcıları ve alıcıları için B2B pazaryeri girişimi olan Bidustry, web sitesine Almanca, Fransızca ve İspanyolca dil seçeneğini ekledi.
Irak'a ihracatta hedef 18 milyar dolar
TİM Başkanı Mustafa Gültepe: Irak'a ihracatta hedef 18 milyar dolar
Çin'in benzin ihracatı Nisan'dan bu yana geriledi
Çin'in benzin ihracatı Nisan ayından bu yana en düşük düzeye geriledi.
Kron, DMO e-satış platformuna dahil oldu
Kron Teknoloji, Devlet Malzeme Ofisi e-satış platformuna dahil olduğunu duyurdu.
FYZoo, tüm öğretmenlere kapılarını ücretsiz olarak açıyor
Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı (FYZoo), 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde kapılarını öğretmenlere ücretsiz açacak.
Menarini Türkiye M-Future Uzun Dönem Staj Programı başladı
Menarini Türkiye, M-Future Uzun Dönem Staj Programı ile genç yeteneklerin kariyer hayallerine ulaşmalarına destek olmayı sürdürüyor.
Çolakoğlu Metalurji'den Dilovası amatör spor kulüplerine destek
Çolakoğlu Metalurji, gençlik ve spor alanında desteğe imza attı. Dilovası Amatör Spor Kulüpleri Malzeme Desteği Dağıtım Töreni, geniş katılımla gerçekleşti.
İlkay Yıldırım: Kadın girişimciler topluma ilham verir
Burpol Polimer Genel Müdürü İlkay Yıldırım, 19 Kasım Dünya Kadın Girişimciler Günü nedeniyle Kadın ve Girişimcilik konularında açıklamalarda bulundu.
İMA, moda ve hazır giyimde yapay zeka danışmanlığı veriyor
İstanbul Moda Akademisi, moda ve hazır giyimde yapay zeka danışmanlık hizmeti veriyor.
Modada Dijital Dönüşüm Eğitimleri İstanbul Moda Akademisinde başlıyor
Moda Endüstrisinde Dijital Dönüşüm Eğitimleri İstanbul Moda Akademisinde başlıyor.
Ankara Sanayi Odası 61. kuruluş yıl dönümünü kutladı
Ankara Sanayi Odası, kuruluşunun 61. yıl dönümünü ASO Üyelerinin buluştuğu bir etkinlikle kutladı.
TP Petrol'ün kontrolü Zeren Group'a devredildi
Rekabet Kurulu, TP Petrol Dağıtım AŞ'nin tek kontrolünün Altınbaş Petrol ve Ticaret AŞ aracılığıyla Zeren Group Yatırım AŞ tarafından devralınması işlemine izin verdi.
Hepsiburada'nın kontrolünü Joint Stock Company devraldı
Rekabet Kurulu, bazı devralma başvurularını sonuçlandırdı.
ESK: Et fiyatlarının artacağına dair spekülatif iddialara itibar etmeyin
Et ve Süt Kurumu, kırmızı ette fahiş fiyat artışına neden olacak herhangi bir durum söz konusu olmadığını duyurdu.
Küresel havacılık şirketi Boeing 2 bin çalışanını işten çıkaracak
Boeing'in, iş gücünü yüzde 10 azaltma planı kapsamında 2 bini aşkın çalışanını işten çıkaracağı bildirildi.
Yeni 50 ve 5 TL'lık banknotlar tedavüle çıkıyor
Yeni banknotlarda Başkan Fatih Karahan, Başkan Yardımcıları Osman Cevdet Akçay ve Hatice Karahan'ın imzaları olacak.
Kadın, genç girişimci ve KOBİ'lere SoGreen desteği
400 milyon dolar bütçeli “Sosyal Olarak Kapsayıcı Yeşil Geçiş (SoGreen) Projesi” ile kadın, genç girişimci ve KOBİ'lerin yeşil dönüşüm çalışmaları desteklenecek.
Palandöken'den uyarı: Efsane Kasım değil efsane pazarlama taktiği
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Kasım ayının başlamasıyla birlikte yanıltıcı indirim kampanyalarının hızla çoğaldığına dikkati çekti.
TOBB Nizip Ortaokulu törenle eğitime başladı
Nizip TOBB Ortaokulu hizmete açıldı.
Gaziantep'in en büyük şirketleri ödüllendirildi
Gaziantep Sanayi Odasının düzenlediği törende Gaziantep'in Yıldızları Ödüllerini aldı.
Elektrikli araç satış sonrası hizmetlerin insan kaynağına ihtiyacı var
Elektrikli Araç Şarj Teknolojisi ve Ekipmanları Fuarı ve Konferansı EV Charge Show, İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan G20'de dünyaya seslendi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brezilya'daki G20 Liderler Zirvesi kapsamında "Sosyal Kapsayıcılık ile Açlık ve Yoksullukla Mücadele" oturumunda konuştu.
Eski ehliyetlerin yenilenmesinde son tarih 31 Temmuz'a uzatıldı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: Eski tip sürücü belgelerinin yenilenmesi için süre 31 Temmuz 2025 tarihine kadar uzatıldı.
Trendyol'a yeni transfer: Sinan Cem Şahin
Sinan Cem Şahin, Trendyol’a transfer oldu!
Pelin Erkıralp, Kiğılı Pazarlama Direktörü olarak atandı
Kiğılı, pazarlama direktörlüğü görevini Pelin Erkıralp’a emanet etti.
Hyundai Motor'da Jaehoon Chang, Jose Munoz ve Sung Kim'e yeni görev
Hyundai Motor grubunda üst düzey yönetici atamaları yapıldı.
Take Off İstanbul, 11-12 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek
Dünyanın parlayan girişimleri, İstanbul Fuar Merkezinde düzenlenecek Take Off İstanbul etkinliğinde buluşuyor.
Travel Türkiye İzmir Fuarı 5 Aralık'ta başlıyor
TTI Fuarı 5-7 Aralık 2024 tarihlerinde Fuar İzmir'de düzenleniyor.
ASML'e göre yapay zeka talebi 2030'a kadar büyümeye devam edecek
ASML, yapay zeka talebinin 2030'a kadar büyümeye devam edeceğini öngörüyor.
Meksika Ekonomi Bakanı Ebrard, rekor yabancı yatırımcı bekliyor
Meksika Ekonomi Bakanı bu yıl rekor düzeyde doğrudan yabancı yatırım öngörüyor.
Hatırlatma: Gelir ve Kurum GV beyanname son günü 22 Kasım
18 Kasım'da son olan gelir ve kurum geçici vergi beyannamelerinin verilme ile ödeme süreleri 22 Kasım gün sonuna kadar uzatıldı.
BYD, üç yıl içinde Türkiye'deki ilk üç markadan biri olmak istiyor
BYD Türkiye, Türkiye'de satışa sunacağı 4 modelini tanıttı. BYD Türkiye Genel Müdürü İsmail Ergun, yeni modellerin satışına kasım sonunda başlayacaklarını söyledi.
Hiçbir bakanın veya idarenin vergi borcunu silme yetkisi yok
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: Türk vergi hukukunda, hiçbir bakanın veya idarenin, vergi borcunu silme yetkisi yok.
Ekim'de 575 firmaya Dahilde İşleme İzin Belgesi verildi
Ticaret Bakanlığı ekimde 575 firmaya dahilde işleme izin belgesi verdi.
E-ticaret sektörü kargo sektörünü de canlandırıyor
Alışverişte kampanya dönemlerinde artan siparişlerle sektör işlem hacmi ortalama yüzde 30 arttı.
OSB'lerde bu ay 233 yeni yatırım için yer tahsisi talep edildi
Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB) bu ay 13 günde 233 yeni yatırım için yer tahsisi talebi oldu.