Prof. Dr. Okan Bakıner'den sensör teknolojisi ile etkin diyabet yönetimi
Prof. Dr. Okan Bakıner'den sensör teknolojisi ile etkin diyabet yönetimi
Prof. Dr. Okan Bakıner, Tip 1 ve Tip 2 diyabetli bireylerde sensör kullanmanın avantajlarına dikkat çekti.
Haber Giriş Tarihi: 02.10.2024 11:54
Haber Güncellenme Tarihi: 02.10.2024 11:58
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.dijitalhaber.com.tr
Diyabet yönetimindeki teknolojik gelişmeler, hastaların yaşam kalitesini yükseltmek ve tedavi süreçlerini daha etkin hale getirmek açısından büyük önem taşıyor. Özellikle sensör teknolojisi, cilt altı sıvısındaki glukoz seviyelerini düzenli aralıklarla ölçerek diyabetli bireylere ve sağlık profesyonellerine ayrıntılı bilgi sağlıyor. Bu sayede, hem Tip 1 hem de Tip 2 diyabet yönetiminde daha kapsamlı bir glukoz kontrolü sağlandığını söyleyen Prof. Dr. Okan Bakıner, son araştırmaların da sensör kullanımının her iki diyabet türünde de komplikasyon risklerini minimize ettiğini ve böylelikle hastaların günlük yaşamlarını daha kolay yönettiklerini ortaya koyduğunu belirtti.
Sensör teknolojisi, etkin diyabet yönetimi adına hem hastalar hem de hekimler için vazgeçilmez hale geldi. Sürekli glukoz takibi imkânı sunmanın yanı sıra ani değişimlere hızla müdahale edilmesine olanak sağlayan sensörler, uzun vadede sağlık sonuçlarını iyileştirme açısından diyabet tedavisinde devrim niteliği taşıyor. Bu teknolojinin hastalar ve doktorlar için büyük kolaylık sağladığına dikkat çeken Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Okan Bakıner, Tip 1 ve Tip 2 diyabetli bireylerde sensör kullanımının önemini şu sözlerle anlattı: “Sensörler, kan glukoz düzeylerine çok yakın seviyelerde olan cilt altı sıvısındaki glukozu çok sık aralıklarla ölçüyor. Bu teknoloji, gün içerisinde parmak delmeden hastanın istediği andaki glukoz düzeyi ile ilgili ayrıntılı bilgiler veriyor. Hastalarımız yemek öncesi ve yemek sonrası, gece ya da günün herhangi bir anında glukoz düzeyleri ile ilgili bilgiye sahip olabiliyor. Bu şekilde kullanıcılar hem karbonhidrat sayımı öncesi temel avantajları elde ediyor hem de şekerin aşırı düşmeye ya da yükselmeye başladığı anları sensörden gelen uyarılarla fark edip önlem alabiliyor. Ayrıca günlük şeker grafiklerini inceleyerek, glukoz seviyelerindeki sorunların bazal insülin dozlarından mı yoksa bolus insülin uygulamalarının yetersizliğinden mi kaynaklandığını tespit etmek mümkün oluyor. Sensörler sayesinde beslenmeye bağlı glukoz değişiklikleri anında fark edilerek gerekli ayarlamalar hızlı bir şekilde yapılabiliyor. Bu durum, hem tedavi süreçlerinin daha hassas yönetilmesine hem de hastaların daha stabil bir glukoz kontrolü sağlamasına katkı sağlıyor. Dolayısıyla hem hasta hem de hekim insülin doz ayarlarını kolaylıkla yapabiliyor veya beslenmenin yarattığı değişiklikleri görüp diyet uyumunu artırabiliyor. Pompa kullanan Tip 1 diyabetli hastalarda pompalara entegre sensörler sayesinde akıllı güncel pompalar şekerin düşme ya da yükselme hızına göre insülin gönderme hızını ayarlayabiliyor. Bu sistemler bir çeşit yarı otomatik yapay pankreas olarak görev yapabiliyor. Yine pompalar sensörden aldıkları bilgiyle ani şeker düşüklüğü olan hipoglisemiye girmeden insülin göndermeyi yavaşlatıp durdurabiliyor. Bu da hastalarımızın adına en korktuğumuz sorun olan hipoglisemiyi yaşamalarını önlüyor.”
Tip 2 diyabetli hastalar sürekli parmak delme derdinden kurtuluyor
Sensör teknolojisinin Tip 2 diyabetli bireylerin yaşam kalitesini büyük oranda etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Bu teknolojinin en büyük avantajlarından biri hastaların sürekli parmak delme ihtiyacı duymadan gün içerisindeki glukoz seviyelerini takip edebilmeleri. Glukozdaki ani düşüş ve yükselmeleri, sensörlerin akıllı telefonlarına gönderdiği uyarılarla anında fark eden hastalar, hızla önlem alarak olası komplikasyonların önüne geçebiliyor. Bu anlık geri bildirimler diyabet yönetiminde büyük bir kolaylık sağlarken hastaların yaşam kalitesini de önemli ölçüde artırıyor. Ayrıca Tip 2 diyabetik hastaların önemli bir bölümünde maalesef diyete uyum sorunu görüyoruz. Sensörler sayesinde bu hastalar, hangi gıdaların glukozda ani ve aşırı yükselmeye neden olduğunu görebiliyor ve buna göre beslenmelerini yeniden düzenleyebiliyor. Hekim olarak bizler hem hastanın telefonundan hem de istersek kendi bilgisayar ekranımızdan hastamızın günlük glukoz değerlerini, grafiklerini ve ani şeker oynamalarını takip ederek tedavi düzenlememizi çok daha rahat ve doğru biçimde yapabiliyoruz” şeklinde konuştu.
Sensörler sayesinde hasta-hekim iş birliği artıyor
Sensörlerin hekimlere sunduğu avantajlara da değinen Prof. Dr.Okan Bakıner; “Sensörlerin bize sunduğu en büyük avantaj hastalarımızın günlük, haftalık, 14 günlük ve aylık şeker çizelgelerini detaylı bir şekilde görebilmemiz. Bu sayede anlık ve günlük dalgalanmaları çok daha iyi anlayabiliyoruz. Ayrıca, sensör cihazları gün içerisindeki ani şeker düşüş zamanlarını tam saatleriyle bildiriyor. Bu bilgi, tedavi protokollerimizi gözden geçirmemize ve gerektiğinde düzenlemeler yapmamıza olanak sağlıyor. Sensörlerden aldığımız diğer önemli bir bilgi de hastanın hedefte geçirdiği zaman. Genel olarak şeker düzeylerinin 70-180 mg/dl arasında seyrettiği süreyi bize veren ‘Hedefte Geçen Zaman’ aralığının, günün 24 saatinin en az yüzde 70’ini kapsaması gerekir. Bu cihazlar sayesinde hastalarımızın hedefte geçen zaman miktarını, hedefin üstü ya da altı geçen zaman miktarlarını, günlük dalgalanmaları, ortalama günlük, haftalık, 14 günlük ve aylık şeker düzeylerini görebiliyoruz. Tahmini HbA1C (üç aylık şeker ortalaması) düzeyini öngörebiliyoruz. Bu hem hekimler olarak bizlerin tedavilerini yeniden gözden geçirme olanağı sunuyor hem de hastalarımızla olan iş birliğimizi artırıyor” dedi.
Sensör teknolojisini kullanan bireyler daha iyi bir HbA1C düzeyine sahip
Sensör sayesinde diyabetli bireylerin parmak ucu delmeden günün 24 saatinde glukoz düzeyleri hakkında bilgi alabilecek rahatlığa erişebildiklerinin altını çizen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Bu teknoloji ile hastalarımız, hipoglisemi ve hiperglisemi uyarı sistemi ile kan şekerinde ani düşüş ve yükselmelere karşı önlem alabilecek duruma geldiler. Özellikle de ‘gece kan şekerim düşerse ne olur’ korkusunu yendiler. Yaşlı ve çocuk hastalarda çok daha kritik önem taşıyan bu durumun kolaylıkla kontrol altında tutulabilmesi hasta yakınlarına da büyük kolaylık sağlıyor. Yapılan çalışmalar sensör teknolojisini kullanan hastaların daha iyi HbA1C düzeylerine sahip olduğunu ve daha az gün içi glukoz değişkenliği yaşadığını gösteriyor. Diyet ve egzersiz gibi zorunlu yaşam tarzı değişikliklerine hasta uyumunun arttığını da çalışmalardan görüyoruz. Erken dönemden itibaren sensör teknolojisi kullanan hastalarda küçük ve büyük damar hastalıkları ile ilgili diyabet komplikasyonlarının azaldığını gözlemliyoruz. Üstelik sensör teknolojisi, artık sadece Tip 1 diyabetli bireyler için değil, insülin kullanan Tip 2 diyabetik hastalar ve hatta gebelerde bile önerilen bir yöntem haline geldi. Sensörlerin maliyeti de günümüzde daha erişilebilir durumda. Bu noktada özellikle tedaviye uyum sorunu yaşayan hastalar için sensör teknolojisi devrim niteliğinde” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Okan Bakıner'den sensör teknolojisi ile etkin diyabet yönetimi
Prof. Dr. Okan Bakıner, Tip 1 ve Tip 2 diyabetli bireylerde sensör kullanmanın avantajlarına dikkat çekti.
Diyabet yönetimindeki teknolojik gelişmeler, hastaların yaşam kalitesini yükseltmek ve tedavi süreçlerini daha etkin hale getirmek açısından büyük önem taşıyor. Özellikle sensör teknolojisi, cilt altı sıvısındaki glukoz seviyelerini düzenli aralıklarla ölçerek diyabetli bireylere ve sağlık profesyonellerine ayrıntılı bilgi sağlıyor. Bu sayede, hem Tip 1 hem de Tip 2 diyabet yönetiminde daha kapsamlı bir glukoz kontrolü sağlandığını söyleyen Prof. Dr. Okan Bakıner, son araştırmaların da sensör kullanımının her iki diyabet türünde de komplikasyon risklerini minimize ettiğini ve böylelikle hastaların günlük yaşamlarını daha kolay yönettiklerini ortaya koyduğunu belirtti.
Sensör teknolojisi, etkin diyabet yönetimi adına hem hastalar hem de hekimler için vazgeçilmez hale geldi. Sürekli glukoz takibi imkânı sunmanın yanı sıra ani değişimlere hızla müdahale edilmesine olanak sağlayan sensörler, uzun vadede sağlık sonuçlarını iyileştirme açısından diyabet tedavisinde devrim niteliği taşıyor. Bu teknolojinin hastalar ve doktorlar için büyük kolaylık sağladığına dikkat çeken Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Okan Bakıner, Tip 1 ve Tip 2 diyabetli bireylerde sensör kullanımının önemini şu sözlerle anlattı: “Sensörler, kan glukoz düzeylerine çok yakın seviyelerde olan cilt altı sıvısındaki glukozu çok sık aralıklarla ölçüyor. Bu teknoloji, gün içerisinde parmak delmeden hastanın istediği andaki glukoz düzeyi ile ilgili ayrıntılı bilgiler veriyor. Hastalarımız yemek öncesi ve yemek sonrası, gece ya da günün herhangi bir anında glukoz düzeyleri ile ilgili bilgiye sahip olabiliyor. Bu şekilde kullanıcılar hem karbonhidrat sayımı öncesi temel avantajları elde ediyor hem de şekerin aşırı düşmeye ya da yükselmeye başladığı anları sensörden gelen uyarılarla fark edip önlem alabiliyor. Ayrıca günlük şeker grafiklerini inceleyerek, glukoz seviyelerindeki sorunların bazal insülin dozlarından mı yoksa bolus insülin uygulamalarının yetersizliğinden mi kaynaklandığını tespit etmek mümkün oluyor. Sensörler sayesinde beslenmeye bağlı glukoz değişiklikleri anında fark edilerek gerekli ayarlamalar hızlı bir şekilde yapılabiliyor. Bu durum, hem tedavi süreçlerinin daha hassas yönetilmesine hem de hastaların daha stabil bir glukoz kontrolü sağlamasına katkı sağlıyor. Dolayısıyla hem hasta hem de hekim insülin doz ayarlarını kolaylıkla yapabiliyor veya beslenmenin yarattığı değişiklikleri görüp diyet uyumunu artırabiliyor. Pompa kullanan Tip 1 diyabetli hastalarda pompalara entegre sensörler sayesinde akıllı güncel pompalar şekerin düşme ya da yükselme hızına göre insülin gönderme hızını ayarlayabiliyor. Bu sistemler bir çeşit yarı otomatik yapay pankreas olarak görev yapabiliyor. Yine pompalar sensörden aldıkları bilgiyle ani şeker düşüklüğü olan hipoglisemiye girmeden insülin göndermeyi yavaşlatıp durdurabiliyor. Bu da hastalarımızın adına en korktuğumuz sorun olan hipoglisemiyi yaşamalarını önlüyor.”
Tip 2 diyabetli hastalar sürekli parmak delme derdinden kurtuluyor
Sensör teknolojisinin Tip 2 diyabetli bireylerin yaşam kalitesini büyük oranda etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Bu teknolojinin en büyük avantajlarından biri hastaların sürekli parmak delme ihtiyacı duymadan gün içerisindeki glukoz seviyelerini takip edebilmeleri. Glukozdaki ani düşüş ve yükselmeleri, sensörlerin akıllı telefonlarına gönderdiği uyarılarla anında fark eden hastalar, hızla önlem alarak olası komplikasyonların önüne geçebiliyor. Bu anlık geri bildirimler diyabet yönetiminde büyük bir kolaylık sağlarken hastaların yaşam kalitesini de önemli ölçüde artırıyor. Ayrıca Tip 2 diyabetik hastaların önemli bir bölümünde maalesef diyete uyum sorunu görüyoruz. Sensörler sayesinde bu hastalar, hangi gıdaların glukozda ani ve aşırı yükselmeye neden olduğunu görebiliyor ve buna göre beslenmelerini yeniden düzenleyebiliyor. Hekim olarak bizler hem hastanın telefonundan hem de istersek kendi bilgisayar ekranımızdan hastamızın günlük glukoz değerlerini, grafiklerini ve ani şeker oynamalarını takip ederek tedavi düzenlememizi çok daha rahat ve doğru biçimde yapabiliyoruz” şeklinde konuştu.
Sensörler sayesinde hasta-hekim iş birliği artıyor
Sensörlerin hekimlere sunduğu avantajlara da değinen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Sensörlerin bize sunduğu en büyük avantaj hastalarımızın günlük, haftalık, 14 günlük ve aylık şeker çizelgelerini detaylı bir şekilde görebilmemiz. Bu sayede anlık ve günlük dalgalanmaları çok daha iyi anlayabiliyoruz. Ayrıca, sensör cihazları gün içerisindeki ani şeker düşüş zamanlarını tam saatleriyle bildiriyor. Bu bilgi, tedavi protokollerimizi gözden geçirmemize ve gerektiğinde düzenlemeler yapmamıza olanak sağlıyor. Sensörlerden aldığımız diğer önemli bir bilgi de hastanın hedefte geçirdiği zaman. Genel olarak şeker düzeylerinin 70-180 mg/dl arasında seyrettiği süreyi bize veren ‘Hedefte Geçen Zaman’ aralığının, günün 24 saatinin en az yüzde 70’ini kapsaması gerekir. Bu cihazlar sayesinde hastalarımızın hedefte geçen zaman miktarını, hedefin üstü ya da altı geçen zaman miktarlarını, günlük dalgalanmaları, ortalama günlük, haftalık, 14 günlük ve aylık şeker düzeylerini görebiliyoruz. Tahmini HbA1C (üç aylık şeker ortalaması) düzeyini öngörebiliyoruz. Bu hem hekimler olarak bizlerin tedavilerini yeniden gözden geçirme olanağı sunuyor hem de hastalarımızla olan iş birliğimizi artırıyor” dedi.
Sensör teknolojisini kullanan bireyler daha iyi bir HbA1C düzeyine sahip
Sensör sayesinde diyabetli bireylerin parmak ucu delmeden günün 24 saatinde glukoz düzeyleri hakkında bilgi alabilecek rahatlığa erişebildiklerinin altını çizen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Bu teknoloji ile hastalarımız, hipoglisemi ve hiperglisemi uyarı sistemi ile kan şekerinde ani düşüş ve yükselmelere karşı önlem alabilecek duruma geldiler. Özellikle de ‘gece kan şekerim düşerse ne olur’ korkusunu yendiler. Yaşlı ve çocuk hastalarda çok daha kritik önem taşıyan bu durumun kolaylıkla kontrol altında tutulabilmesi hasta yakınlarına da büyük kolaylık sağlıyor. Yapılan çalışmalar sensör teknolojisini kullanan hastaların daha iyi HbA1C düzeylerine sahip olduğunu ve daha az gün içi glukoz değişkenliği yaşadığını gösteriyor. Diyet ve egzersiz gibi zorunlu yaşam tarzı değişikliklerine hasta uyumunun arttığını da çalışmalardan görüyoruz. Erken dönemden itibaren sensör teknolojisi kullanan hastalarda küçük ve büyük damar hastalıkları ile ilgili diyabet komplikasyonlarının azaldığını gözlemliyoruz. Üstelik sensör teknolojisi, artık sadece Tip 1 diyabetli bireyler için değil, insülin kullanan Tip 2 diyabetik hastalar ve hatta gebelerde bile önerilen bir yöntem haline geldi. Sensörlerin maliyeti de günümüzde daha erişilebilir durumda. Bu noktada özellikle tedaviye uyum sorunu yaşayan hastalar için sensör teknolojisi devrim niteliğinde” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Haftanın popüler haberleri
Myanmar'daki deprem felaketinde can kaybı binleri aştı
Myanmar'da meydana gelen, 7,7 ve 6,4 büyüklüğündeki iki depremde can kaybının 1002'ye, yaralıların sayısının ise 2 bin 376'ya ulaştığı bildirildi.
Cumhurbaşkanı ve Parti liderlerinin bayram programları duyurudu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile siyasi parti genel başkanlarının bayram programları belli oldu.
9,3 milyar dolar yatırımdan faydalanacak şirketler açıklandı
20 binden fazla istihdam ve yıllık cari dengeye 12 milyar dolarlık katkı sağlayacak olan Büyük Ölçekli Sanayi yatırımların detayları haberimizde...
Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği Başkanlığına Neşecan Çekici seçildi
Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği'nin (GYODER) 24. Olağan Genel Kurulu'nda Neşecan Çekici yeniden başkan seçildi.
Çankırı Teknokent açıldı
Çankırı Teknokent’in açılışını Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, il protokolü ve iş dünyası yaptı.
Çinli H3C, Nvidia AI çip sıkıntısı konusunda uyardı
Çinli H3C firması artan talep nedeniyle Nvidia AI çip sıkıntısı konusunda uyardı.
Anadolu Grubunun başına Kamil Süleyman Yazıcı geliyor
Tuncay Özilhan’ın haziran ayında görevi bırakacağı açıklandı. Grupta başkanlığa Kamil Süleyman Yazıcı'nın geleceği konuşuluyor.
GPT-4o; artık görüntü ve fotoğrafları oluşturup düzenleyebilecek
ChatGPT, GPT-4o modelinden yararlanarak artık görselleri yerel olarak oluşturup ve değiştirebiliyor.
X, son olaylardaki sakıncalı paylaşımlara ifade özgürlüğü diyor
X (Twitter), BTK'nın 126 hesaba erişim engeli getirilmesine ilişkin kararına itiraz etmek için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru yaptığını açıkladı.
Mobil oyun sektörü yeniden yükselişe geçti
Mobil oyun sektörü 2024’te yeniden yükselişe geçti.
TİAD yönetimi Murat Akyüz ve ekibiyle devam ediyor
TiAD 23. Olağan Genel Kurulu gerçekleşti. Mevcut TİAD Yönetim Kurulu, güven tazeledi.
Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması başlıyor
Türk moda sektörüne 32 yıldır genç yetenekler kazandıran Koca Genç Moda Tasarımcıları Yarışması, bu yıl 33. kez düzenleniyor.
Brandverse Awards başvuruları 17 Nisan’a uzatıldı
Yoğun talep üzerine Brandverse Awards'ta başvurular 17 Nisan’a dek, son kez uzatıldı.
Vertiv'in yeni yazılımı veri merkezi yönetimini kolaylaştırıyor
Vertiv'in Geliştirdiği Yeni Yazılım, Colocation ve Büyük Ölçekli Veri Merkezlerinde Güç Dağıtımı ve Soğutma Sistemlerinin Görünürlüğünü ve Kontrolünü Artırıyor.
AstraZeneca'dan Çin'e büyük yatırım
AstraZeneca'dan Çin'e, AR-GE ve üretim için 2,5 milyar dolar yatırım
Trend Micro Raporu: Türkiye'de özellikle fidye yazılımı kaynaklı saldırılar arttı
Trend Micro 2025 raporu dünya genelinde tüm işletmelerin siber tehditlere karşı savunma hattını güçlendirmesi gerektiğine işaret ediyor.
Pfizer “Klinik Araştırmalar Eğitim Programı” düzenledi
Pfizer, Hacettepe Üniversitesi ve Türkiye Romatoloji Derneği iş birliğiyle “Klinik Araştırmalar Eğitim Programı” gerçekleştirildi.
Edenred, ShareTheMeal ile iş birliği yaptı
Edenred, küresel gıda erişimini desteklemekiçin ShareTheMeal ile iş birliği yaptı.
Melek Yatırımcılık Zirvesi 8 Nisan’da İzmir'de yapılacak
İzmir ve Ege Bölgesi’nin ilk Melek Yatırımcılık Zirvesi 8 Nisan’da Düzenleniyor.
Kale Kilit, Superbrands Türkiye 2025 listesinde yerini aldı
Kale Kilit, Türkiye’nin en prestijli marka değerlendirme platformlarından biri olan Superbrands Türkiye 2025 listesine girerek sektördeki güçlü konumunu bir kez daha kanıtladı.
Hangi şehirde bayram namazı kaçta? Haberimizde
Ramazan Bayramı namazı Ankara'da 07.07, İstanbul'da 07.22, İzmir'de 07.30'da kılınacak.
9 günlük bayram tatili terminallere hareketlilik getirdi
Ramazan Bayramı tatili 9 gün oldu, otobüs bileti satışları arttı.
Çarşı, pazar, marketler Bayram öncesi sıkı denetimde
Ticaret Bakanlığı Ramazan Bayramı öncesinde denetimlerini artırdı.
Bursa iş dünyasının önemli ismi Ergün Kağıtçıbaşı vefat etti
Bursa iş dünyasının duayen ismi Ergun Kağıtçıbaşı hayatını kaybetti.
Myanmar'da 7,7 ve 6,4 büyüklüğünde iki deprem
Myanmar'ın orta kesimindeki Sagaing bölgesi yakınlarında 7,7 ve 6,4 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi.
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerinin özgeçmişleri haberimizde
Sabancı Holding Olağan Genel Kurulunda yeni yönetim kurulu görev dağılımı yapıldı. Hayri Çulhacı Yönetim Kurulu Başkanı seçildi.
Sabancı Holding Yönetim Kurulunda görev dağılımı netleşti
Sabancı Holding Olağan Genel Kurulunda yeni yönetim kurulu görev dağılımı yapıldı. Hayri Çulhacı Yönetim Kurulu Başkanı seçildi.
TESK ve Çasgem işbirliğiyle İSG eğitimleri başlıyor
İSG eğitim protokolü, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken ve ÇASGEM Başkanı Prof. Dr. Elif Gökçearslan tarafından imzalandı.
Palandöken, “Bayramda 100-120 milyar TL ciro bekleniyor”
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Ramazan Bayramı’nda yaklaşık 100-120 milyar TL ciro beklendiğini belirtti.
İşsiz sayısı 9,5 yıl sonra ilk kez 3 milyonun altına geriledi
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, işsiz sayısının 9,5 yıl sonra ilk kez 3 milyonun altına gerileyerek 2 milyon 886 bin kişi olduğuna işaret etti.
Çip üreticisi Infineon, Hindistan'da yetenek merkezi açtı
Çip üreticisi Infineon Technologies, Hindistan'da yeni bir küresel yetenek merkezi (GCC) açtı.
KPMG: Siber güvenliği tehdit olarak görenlerin oranı ise sadece yüzde 2'de
KPMG'den çarpıcı bir araştırma: Endüstri üretimi için en büyük tehdit belli oldu! Detayları Hande Şenova açıkladı.
Gebze MTAL'den Opaş'a teşekkür ziyareti
Opaş Elektrik, mesleki eğitimin gelişimine katkıda bulunma vizyonuyla Gebze Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin elektrik atölyesine çeşitli destekler sağladı.
Diyetisyen Kübra Dal'dan ramazan sonrası beslenme tüyoları
Metabolizmayı yeniden dengeleme zamanı: Diyetisyen Kübra Dal, Ramazan sonrası beslenme tüyoları verdi.
Başoğlu Kablo ve Türk Metal Sendikası anlaştı
Başoğlu Kablo, çalışanlarının haklarını güçlendirmek ve sosyal güvencelerini artırmak amacıyla Türk Metal Sendikası ile yeni bir toplu iş sözleşmesi imzaladı.
Panasonic'in yeni kamerası Connect AG-CX370 piyasada
Panasonic yeni video kamerasıyla IP tabanlı canlı prodüksiyonlarda mobiliteyi geliştiriyor.
Connect4Tech İstanbul etkinliği 11 Nisan'da
Connect4Tech etkinliği havacılık, otomotiv ve kompozit sektörlerine odaklanan bir projedir.
Anadolubank’tan 2024 yılında yüzde 64 büyüme
Anadolubank, 2024 Yılı Finansal Sonuçlarını Açıkladı.
Erdem Çenesiz: Türkiye seramik sektöründe marka ülke
Isvea Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, ürün gamı ve kalitesiyle İtalya’yla yarışır hale geldiklerini söyledi.
Artemis Halı elektrik giderlerinde yüzde 40 tasarruf sağladı
Artemis Halı, GES projesi ile elektrik giderlerinde yüzde 40 tasarruf sağladı.